Çek, tamamen doldurulmadan da tedavüle çıkarılabileceğinden, sadece keşide tarihinin bulunmaması nedeniyle çek vasfını taşımadığından, zayi nedeniyle çek iptaline ilişkin davanın reddine karar verilmesinin hatalı oldğu-
Bonoda bulunması zorunlu olan “düzenleme tarihi”nin gerçeğe uygun olmasının gerekmediği, düzenlendiği tarihten önce veya sonraki bir tarihi taşıyan bononun geçerli olduğu- Alacaklının bonoyu tedavüle çıkarırken düzenleme tarihini doldurabileceği, “bu tarihin anlaşmaya aykırı doldurulduğu” iddiasının, İİK.nun 169/a-I maddesinde belirtilen nitelikte yazılı bir belge ile kanıtlanması gerekeceği-
Tanzim edildiği tarihten önce veya sonraki bir tarihi taşıyan bononun da geçerli olduğu- Alacaklının, bonoyu tedavüle çıkarırken tanzim tarihini doldurabileceği, borçlunun, "bononun anlaşmaya aykırı doldurulduğu" yönündeki iddiasını "yazılı belge" ile kanıtlaması gerektiği- Bononun tanzim tarihinde, senedi düzenleyen kişinin ölü olmasının, bononun niteliğine etkili olmayacağı, alacaklı tarafından anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu belge ile ispat edilemediğine göre, kambiyo senetlerine özgü yolla takip yapılmasında bir usulsüzlük bulunmadığı-
Takibin kesinleşmesi öncesi veya sonrasında takibe konu senedin sahteliğinin iddia edilmesinin HMK 209. maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmayacağı-
Bono nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkin davada, yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK'nun 778/2/f ve 680. maddeleri uyarınca açığa bono düzenlenmesi mümkün olup bononun anlaşmaya aykırı doldurulduğu yolundaki iddianın davacı keşideci tarafından yazılı delille kanıtlanması gerekeceği-
Senedin keşideci bölümünde şirket ve şirket temsilcisinin (aynı kişinin) elinden çıkmış iki imzasının bulunması halinde ve imzalayanın şirket temsilcisi olması durumunda imzalardan bir tanesinin şirketi, açığa atılan diğer imzanın da imza sahibinin şahsı adına atılmış olduğunun kabulü zorunluluğu- Senetteki borçtan sorumlu olmak için keşidecinin tek imzasının yeterli olduğu - Bononun ön yüzündeki ikinci imzanın atılması zorunluluğu olmadığı, açığa atılan imzanın aval olarak değerlendirildiği -Borçlunun başvurusunun borca itiraz olduğu hallerde mahkemece imzaya itiraz hükümlerinin değerlendirilemeyeceği ve buna istinaden tazminata hükmedilemeyeceği-
Dava konusu bononun ihdas nedeni bölümünde ''nakden'' ibaresinin yazılı olduğu, davalı vekilinin senedin ihdas nedenini değiştirmediği, bu durumda anlaşmaya aykırı doldurulduğu ve teminat olarak verildiği yönündeki iddiaların davacı tarafça, HMUK'nın 290. ve TTK'nın 592. maddelerine göre tanıkla ispat edilemeyeceği, davacı tarafından yazılı bir belge ibraz edilmediği, yemin deliline de başvurulmadığı, böylelikle davanın ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddi yönünde verilen kararın isabetli olduğu-
Bir bononun boş olarak verilmesinin mümkün olduğu gibi, senedi boş olarak alan bir kimsenin bu senedi aynen bir başkasına bu şekilde devredebileceği, devralan kişinin de lehdar hanesine kendi adına yazarak takip ve tahsile girişilebileceği (ancak, senedi boş olarak devir alan kimsenin «senedin karşılıksız olduğunu bildiği halde, senedi devraldığının» keşideci-borçlu tarafından isbat edilmesi halinde, senedin iptali gerekeceği)–