Temyiz dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvurma hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, vereceği cevap dilekçesi ile temyiz yoluna başvurabileceği-
Temyize konu edilen toplam miktar 97.664,88 TL olup, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi olan 14.12.2022 tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kaldığı- Asıl tarafın temyiz itirazından feragat etmesi yahut anılan temyiz itirazlarının esasen incelenmeksizin reddedilmesi durumunda katılma yoluyla başvuranın da temyiz isteminin de reddine karar verileceği-
Davacı/alacaklının temyiz talebi esasa girilmeden reddedildiğinden, katılma yoluyla temyiz talebinde bulunan davalı/borçlunun temyiz talebinin de 5311 Sayılı Kanun ile değişik İİK'nin 364/2 maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 Sayılı HMK'nin 366 ve 348/2. maddeleri uyarınca reddine karar verilmesi gerekeceği-
İstinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvurma hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile süresi içinde cevap vermekle yetinmeyip, bu cevap dilekçesiyle kendine özgü nedenler ileri sürerek istinaf yoluna başvurabileceği- Davacının istinaf başvurusunun davalılara tebliğ edilmediği anlaşılmış olup mahkemece tebligat yapılmadan işin esasına girilerek bir hüküm kurulması doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerektiği-
Uyuşmazlığın ilk derece mahkemesince verilen karara karşı yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvuran tarafın daha önce istinaf sebebi olarak ileri sürmediği hususlar bakımından katılma yolu ile istinaf başvurusunda bulunup bulunamayacağı noktasında toplandığı -HMK'nun taraflara bir kez istinafa başvurma hakkı verdiğini, dolayısıyla bu yola bir kez başvuran tarafın tüm istinaf sebeplerini ileri sürmek zorunda olduğu, bu başvurusunda ileri sürmediği hususları sonradan katılma yoluyla istinaf dilekçesinde ileri süremeyeceği, ayrıca hükmü bir kez istinaf eden tarafın itiraz etmediği hususlar yönünden karşı taraf yararına usuli müktesep hak oluşturacağı, dolayısıyla direnme karar gerekçesinin isabetli olduğu-
Katılma yoluyla istinaf başvurusunun değerlendirilebilmesinin asıl başvurunun varlığına ve devamına bağlı olduğu, yargılama yapan Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin asıl istinaf başvurusunun esası incelendiğine göre, buna karşı kadın eş vekilinin katılma yoluyla ileri sürmüş olduğu başvurusunun incelenmesi gerektiği- "6100 sayılı Kanun'un taraflara bir kez istinafa başvurma hakkı verdiği, dolayısıyla bu yola bir kez başvuran tarafın tüm istinaf sebeplerini ileri sürmek zorunda olduğu, bu başvurusunda ileri sürmediği hususları sonradan katılma yoluyla istinaf dilekçesinde ileri süremeyeceği, ayrıca hükmü bir kez istinaf eden tarafın itiraz etmediği hususlar yönünden karşı taraf yararına usuli müktesep hak oluşturacağı" görüşünün kabul edilmediği-
Alacaklının istinaf dilekçesi borçlu tarafa 05.11.2022 tarihinde tebliğ edildiği halde, borçlunun katılma yolu ile istinaf dilekçesinin 10 günlük süreden sonra 21.11.2022 tarihinde verilip kaydettirilmiş olduğu görülmekle, borçlunun katılma yolu ile istinaf başvurusunun süre aşımından reddi yerine esasının incelenmesi doğru değil ise de, sonuçta borçlunun istinaf başvurusu reddedilmiş olduğundan Bölge Adliye Mahkemesi kararı sonucu itibariyle doğru olup, bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerekeceği-
Katılma yolu ile temyizin, asıl temyiz talebine sıkı sıkıya bağlı olup ona tabi olduğu, bu nedenle asıl tarafın temyiz talebi esasa girilmeden reddedilirse, katılma yolu ile temyiz talebinin reddedileceği-
Katılma yoluyla istinaf istemi-
Temyiz dilekçesi, kanuni süre geçtikten sonra verilir veya kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkemece temyiz dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi temyiz isteminin reddine karar verilebileceği- Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda taraflar eşit kusurlu olduğundan tazminata hükmedilemeyeceği-
  • 1
  • 2
  • kayıt gösteriliyor