İlk derece mahkemesi kararı tebliğ edilmeden önce davacı vekili tarafından kararın UYAP ortamından alınarak ilamlı icra takibine başlanmış olması halinde dahi, icra takip tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilip edilemeyeceği- Hak düşürücü nitelikte olan istinaf yoluna başvuru süresinin başlangıcının, istisnasız olarak, ilamın usulen taraflardan her birine tebliğiyle işlemeye başlayacağı-
İstinaf yoluna başvuru süresinin iki hafta olduğu; bu sürenin, ilamın usulen taraflardan her birine tebliğiyle işlemeye başlayacağı- Somut olayda yerel mahkemenin 06/12/2016 tarihinde karar verdiği, gerekçeli kararın 16/12/2016 tarihinde yazıldığı, davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararını 10/01/2017 tarihinde Ankara 3. İcra Müdürlüğü’nün 2017/13433 sayılı takip dosyasına konu ettiği, bu halde davacı vekilinin yerel mahkemenin gerekçeli kararını UYAP üzerinden almak suretiyle kararın gerekçesini 10/01/2017 tarihi itibariyle tüm hukuki sebepleri ile birlikte vakıf olduğunun anlaşıldığı ve “öğrenme” ile birlikte 2 haftalık istinaf süresi başladığı, 27/01/2017 tarihinde ise harcı yatırılmak suretiyle süresi geçtikten sonra istinaf kanun yoluna başvurulduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar verilmişse de, sürelerin başlangıcına ilişkin ana kuralın düzenlendiği HMK 91. maddesinde, sürelerin ilgilisine “tebliğ” ile başlayacağı, tefhimle sürenin başlaması halinin dahi kanunda bu hususun açıkça ve ayrıca belirtilmiş olmasına bağlandığı, yine istinaf kanun yoluna başvurusu süresinin düzenlendiği HMK 345 maddesinde, istinaf yoluna başvurma süresinin ilamın usulen ilgili tarafa “tebliği” ile başlayacağı düzenlemesi karşısında, istinaf kanun yoluna başvuru süresinin “öğrenme” ile başlayacağının kabul edilemeyeceği-
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 91. maddesinde sürelerin tebliğ veya kanunda ön görülen hallerde tefhimle başlayacağı düzenlenmiş olup mahkemece kesin sürenin ve sonuçlarının usulüne uygun şekilde davacı vekiline tebliğ edilmeksizin yazılı şekilde eksik inceleme ve yanılgılı gerekçe ile karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davanın açıldığı tarihte eksik veya hiç gider alınmamış olsa bile gider avansının dava şartı olmakla hüküm verilinceye kadar ikmal ettirilebileceği, bu durumun davanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerekeceği, gider avansının yatırılmaması halinde davanın usulden reddedileceği, 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanun'un 91. maddesinde sürelerin, taraflara tebliğ tarihinden veya kanunda öngörülen hâllerde, tefhim tarihinden itibaren işlemeye başlayacağının düzenlendiği-
Verildiği anda kesin olan görevsizlik veya yetkisizlik kararlarında tarafların, karar tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiğine ilişkin HMK.'nun 20/1. maddesinde yer alan: "Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilir." düzenlemesinde yer alan “bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten” ibaresinin hak arama özgürlüğünü kısıtladığı gerekçesiyle iptaline dair Anayasa Mahkemesi'nin kararı- 23.02.2016 gün ve 29633 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan gerekçeli kararın, Resmi Gazete'de yayımlanmasından itibaren dokuz ay sonra yürürlüğü girmesine karar verildiği-
Davalı vekilinin temyiz isteminin yasal süresinde yapıldığı anlaşılmakla davalı vekilinin maddi hata isteminin kabulüne ve temyiz isteminin reddine ilişkin kararın kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-