Tereke temsilcisi olarak atanmanın hukuki sonucu olarak tereke aleyhindeki beyanına itibar edilmeksizin davanın karar celsesinde olduğu gibi tereke temsilcisinin oturuma icabet etmediği halde davalı tarafın davayı sürdürmesi iradesi de gözetilerek ileri sürülen iddia ve savunmalar doğrultusunda delillerin toplanarak işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Terekenin yönetimi için görevlendirilen kimsenin, görevine giren hususlarda aynı zamanda miras ortaklığının temsilcisi olduğu, miras ortaklığı temsilcisinin de özel kayyım niteliğinde olduğu, terekenin resmen yönetilmesinde sulh hakimi ile yöneticinin işlemleri konusunda, niteliklerine uygun olduğu ölçüde vesayete ilişkin hükümlerin uygulanacağı, davacı terekenin yönetimi için yaptığı giderlerin tahsilini istediğine ve yönetim işlerinde sulh hakiminin denetimine tabi bulunduğuna göre, isteği incelemekle, asliye hukuk mahkemesi değil, sulh mahkemesinin görevli olduğu-
  • kayıt gösteriliyor