Boşanma, velayetin kaldırılması veya değiştirilmesi, soy bağının reddi gibi taleplere ilişkin davaların devamı sırasında verilen, geçici tedbirlerin alınmasına veya tedbir isteklerinin reddine dair kararların aile hukukuna özgü önlemlerden olup; Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 389. maddesi kapsamındaki bir tedbir niteliğinde olmadığından, ancak esas hükümle birlikte istinaf yoluna başvurulabileceği-
Ortak çocuğun velayetinin anneye bırakıldığı, tarafların bedeli davacı tarafından ödenerek alınmış dubleks meskenin mülkiyetinin 18 yaşını doldurması üzerine ortak çocuğa devredilmek üzere velayetin üzerinde olması nedeniyle davalı anne adına tescil edileceğini kabul ve beyan ettiklerinin hüküm altına alındığı, davalı anne üzerine kayıtlı olan bu taşınmazın davalı tarafından dava dışı şahsa satıldığı, davalının bu satıştan 4 gün sonra taşınmazın çıplak mülkiyetini ortak çocuk adına, süresiz intifa hakkını kendi adına satın aldığı anlaşılarak, davalı anne boşanma dosyasına verdiği dilekçede de bu taşınmazın satımından sonra ortak çocuk adına başka bir taşınmaz alındığını, aynı bedelle bu taşınmazı kiraya verdiğini, ayrıca 80.000 TL paranın da uhdesinde kaldığını, bu para ile de ortak çocuk adına bir daire daha satın alacağını beyan ettiğinden, velayet sahibi annenin satış bedelinden arta kalan 80.000 TL‘nin kendi uhdesinde bulunduğunu bildirmiş olduğu göz önüne alınarak, satış bedelinin velayet hakkını kullanan anne tarafından nasıl değerlendirildiği, ortak çocuk yararına kullanılıp kullanılmadığı, gerekirse bu konularda ne gibi önlem/önlemlerin alınabileceğinin araştırılıp sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerektiği-
Babasından çocuğa miras kalan taşınmazdaki bağımsız bölüm satılmış olduğuna göre bu taşınmazın satışının gerekli olup olmadığının, satış bedelinin velayet hakkını kullanan anne tarafından nasıl değerlendirildiği, çocuk yararına kullanılıp kullanılmadığının araştırılıp, satış bedelinin mevcut olması lahinde güvence altına alınması, aksi halde, velayet hakkını kullanan annenin Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerininin uygulanmasına Dair Tüzüğün 4. maddesinde açıklandığı üzere çocuk malları hakkında gerekli özeni gösterip göstermediği tespit edilerek, "çocuk mallarının korunmasında gerekli özenin gösterilmediğinin belirlenmesi halinde, taşınmazın bedelinin tahsili ile tüm mal varlığının korunması amacıyla gerekli olduğu takdirde çocuk mallarınının ve gelirlerinin kayyıma devri (TMK. m. 361) dahil kanunda öngörülen tedbirlerin alınması" gerektiği- Çocuğun velisi olan annesi tarafından idare edilen kira getirisi olan taşınmazlar bulunduğu, bu taşınmazların iki tanesinin kira gelirlerinin banka havalesi ile anne tarafından alındığı kayden sabit olup bir tanesinin de ödemelerinin elden yapıldığının iddia edildiği, mahkemece yapılacak araştırma ile taşınmazların rayiç kira bedellerinin tespit edilerek bu miktar üzerinden taşınmazların kiraya verilip verilmediğinin öncelikle belirlenmesi,rayiçten düşük bedeller söz konusu ise rayiç bedel üzerinden kiraya verilmesinin sağlanması ve kira gelirlerinin mahkeme nezaretinde olacak şekilde çocuk adına bir hesaba yatırılması için gerekli işlemlerin yapılması gerektiği; bu hususta velayet sahibi anne ile kiracıların beyanı ile yetinilemeyeceği-
Türk Medeni Kanunu'nun 352. maddesi gereğince "anne ve baba velayetleri devam ettiği sürece çocuğun mallarını yönetme hakkına sahip ve bununla yükümlü olduğu" - Türk Medeni Kanunu'nun 360. madde gereğince "Ana ve baba çocuğun mallarını yönetmekte her ne sebeple olursa olsun yeterince özen göstermezlerse hakim, malların korunması için uygun önlemleri alacağı -
Ana ve babadan birinin ölümü halinde nüfus memurununun, "sağ kalan eşin yerleşim yeri aile mahkemesine" bildirimde bulunacağı; sağ kalan eşe, çocuğun malvarlığına ilişkin ihtarın bu mahkemece yapılacağı-
Ana ve babanın çocuğun mallarını yönetmekte her ne sebeple olursa olsun yeterince özen göstermemeleri durumu mevcut olmadıkça; hakimin, çocuk mallarının korunması konu¬sunda ana ve babanın yönetme hakkına müdahale edemeyeceği ve bu sonucu doğuracak bir karar veremeyeceği-
Velayete sahip olan babanın, çocuğun kişisel mallarını satarak ken-disine sermaye olarak kullanmak istemesinin, velayetin kaldırılması için yeterli sebep teşkil etmezse de, hakimin tedbir almasını gerektireceği–