Davacı tarafça öncelikle sözleşmenin uyarlanması, mümkün olmadığı taktirde tazminat talep edilmiş olup, davacının ilk talebi yönünden HMK. mad. 389/1 'in koşullarının bulunup bulunmadığının tartışılıp değerlendirilmesi gerekirken davacının terditli tazminat talebinin ön plana alınarak, itirazın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
İhtiyat tedbir kararlarına karşı temyiz yolunun kapalı olduğu-
İhtiyati tedbir isteminin reddine dair kararın hiçbir süreye tabi olmadan her zaman temyiz edilmesinin mümkün olmayacağı-
Mahkemenin, 23.05.2013 tarih ve 2 no'lu ara kararı ile, 'ihtiyati tedbirin kaldırılmasına' karar verilmiş, ancak ayrı bir gerekçeli karar yazılmadığı; ihtiyati tedbirin kaldırılmasına ilişkin kararının HMK'nın 391/2 maddesi uyarınca gerekçeli şekilde yazılması gerekmekte olup, esasen Yargıtay denetiminin de gerekçeli karar üzerinden yapılabileceği- T.C. Anayasası'nın 141. maddesine göre de tüm mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerektiği; temyiz edilen kısa karar bu hususları kapsamadığından temyiz denetiminin mümkün olmayacağı- Mahkemece, HMK'nın 391/2 maddesine uygun olarak gerekçeli karar yazılmamış olduğundan kararın bozulduğu-
İhtiyati tedbir kararına yapılan itirazın reddine dair kararın HMK. mad.391/2 uyarınca gerekçeli şekilde yazılması gerektiği- Bağımsız bölümlerin tapu kaydına üçüncü şahıslara devir ve temlikinin önlenmesi için taleple orantılı olmayacak şekilde ihtiyati tedbir konulmuş olduğu-
İhtiyati tedbir kararının HMK. mad. 391/2 uyarınca gerekçeli karar şeklinde yazılması gerektiği-
Tedbir talebinin red kararının hangi nedenlerle verildiği hususlarını açıklayan gerekçeli karar yazılması gerektiği-
Mahkemece, davacı tarafın ihtiyati tedbirin teminatsız olarak verilmesi talebinin, davanın evlilik birliği içinde alınan taşınmazlara yapılan katkı talebine ilişkin olup, davacının kesin delile dayanmadığı ve davacının yabancı uyruklu olması nedeniyle teminat gösterme zorunluluğu bulunduğundan reddine, davalı tarafın tedbir kararının tamamen kaldırılması talebinin ise taşınmazların elden çıkarılması halinde davacı tarafın hakkını elde etmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı veya imkansız hale geleceği ihtimali bulunduğundan reddine karar verilmişse de, dava konusu taşınmazların tapu kaydı üzerine uygulanacak olan tedbir sebebiyle davalının mağdur olmayacağı ve taşınmazlardan yine yararlanacağı; Alman Devleti ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti arasındaki sözleşmede düzenlenen karşılıklılık esası ve tedbire konu taşınmazların dava konusu olması karşısında tarafların menfaat dengesi ve ihtiyati tedbirin amacı birlikte düşünüldüğünde, davacının teminatsız olarak tedbir talebinin kabulü ile HMK'nun 389. ve devamı maddeleri ile 391/3. maddesi gereğince taşınmazların tapu kaydına başkasına devrinin önlenmesi yönünden davalı oldukları bildirilerek geçici hukuki koruma niteliğindeki ihtiyati tedbir kararının uygulanması gerekeceği-
Red kararının yasaya uygun biçimde yazılması ve Yargıtay’ca incelenebilmesi bakımından gerekçe içermesi gerektiği-
Red kararlarının HMK’nın 391/2. maddesi uyarınca gerekçeli karar şeklinde yazılması, Yargıtay denetiminin de bu gerekçeli karar üzerinden yapılması gerektiği-