Uyuşmazlık, davacının davalı şirket genel kurul kararıyla ortaklıktan çıkarılmasının hukuka uygun olup olmadığı, davacının söz konusu kararın butlanla sakat olduğu iddiasını tespit davası yoluyla talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır...
Ortaklar kurulu kararının butlanının, yokluğunun tespiti, iptali, şirket yöneticisinin azli, şirkete kayyım atanması, şirketin uğradığı zararın tespiti ile davalı şirket müdüründen tahsili ve şirketin ortaklarına borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin davada; şirketin tasfiyeye sokulmasına ilişkin usulsüz çağrı ile toplanan ortaklar kurulu kararının yok hükmünde olmadığı ve 3 aylık hak düşürücü süre içinde açılmayan ortaklar kurulu kararı ile ilgili iptal talebinin reddine karar verilmesi gerektiği- Davacı ortak, dava dilekçesinde ayrıca davalı şirketin, ortakları olan diğer davalıların borçlu olmadığının tespitini istemişse de bu talebin ancak borçlu şirket tarafından açılacak bir davada alacaklı ortaklara yöneltilebileceği, davacının bu davayı açmaya aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı- Davacı, diğer taleplerinin yanında ortağı olduğu şirketin uğradığı zararın tespiti ile zarar miktarının davalı şirket müdüründen alınarak şirketine verilmesini de istediğinden bu davanın dolaylı sorumluluk davası niteliğinde olduğu ve davalı şirket müdürünün davacının ortağı olduğu şirkete zarar verip vermediği, vermiş ise zararın miktarının tespitine karar verilmesi gerektiği-
Davalı şirketin sermaye artırımına ilişkin genel kurul toplantılarını çağrısız yaptığından ve davacı bu toplantılara katılmadığından alınan kararların yoklukla malûl olduğu ve yok hükmünde bir genel kurul kararı karşısında bunun yokluğunun tespit edilmesinin istenmesinin hiçbir şekilde hakkın kötüye kullanılması kapsamında değerlendirilemeyeceği- "Yokluk yaptırımına tabi işlemlerin aradan zaman geçmesiyle geçerli hâle gelemeyeceği, ancak somut olayda davacıya atfen atılan bir imzanın bulunduğu, davacı sermaye artırımına ilişkin genel kurul kararlarına katılmamış olsa da kendisine atfen atılan imzalarla yapılan işlemlerin temsil hükümlerine göre yapıldığının kabulü gerektiği, zira davacının bu işlemlere açık onayı bulunmadığı için bu işlemler davacıyı bağlamaz ise de örtülü olarak bu işlemlere icazet verilmiş olması hâlinde işlemlerin geçerli olacağı, davacı şirketin %40 hissesine sahip olan davacının on yedi yıl boyunca şirketin faaliyetine katılmadığı hâlde şirkette neler olduğunu merak etmemesi, şirketin faaliyetini nasıl sürdürdüğünü, alınması gereken kararların nasıl alındığını, ortaklık pay durumuna göre kendisinin oyunun nisap için önem taşıdığı konuların nasıl aşıldığını araştırmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davacının bu usulsüz işlemlere uzun süre ses çıkarmamasının zımni icazet anlamına geldiği, bu nedenle uzun süre geçtikten sonra temsil hükümlerine göre geçerli hâle gelen işlemlerin geçersizliğini ileri sürmenin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Dava konusu Genel Kurulda alınan yönetim kurulunu oluşturacak bir kişinin ... tüzel kişiliği tarafından görevlendirme yoluyla oluşturulmasına ilişkin kararın, TTK'nun 447.maddesinde yer alan pay sahibinin Genel Kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilmez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran anonim şirketin temel yapısını bozan bir karar niteliğinde olduğu, yönetim kurulunun genel kurul tarafından seçileceği, genel kurula verilen bu yetkinin devredilmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle genel kurulun yönetim kurulunu seçme yetkisini devreder nitelikte bir kararın alınmış olması nedeniyle bu kararın batıl olduğu, yok hükmünde olduğu yönündeki raporu gerekçe gösterilerek davacının davasının kabulü yönündeki kararın usul ve yasaya uygun olduğu-
Genel kurul kararının iptali istemine ilişkin davanın mahkemece 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından bahisle davanın reddine karar verilmişse de, genel kurulda alınan kararların yoklukla malul olup olmadığının re’sen araştırılması gerektiği- Ana sözleşmenin ağırlaştırılmış nisap öngören hükmünün ancak yine o hükümde gösterilen nisaplara uyularak değiştirilebileceği- Genel kurulda yönetim kurulu üyelerinin kendileri dışında kalan yönetim kurulu üyelerinin ibrası için oy kullanmasının, genel kurulda yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin alınan kararları yoklukla malul kıldığı- Genel kurulda alınan 11. numaralı kararla, şirket ana sözleşmesinin “karın tespiti ve dağıtımı” başlıklı 15. maddesinin, genel kurul kararı ile safi karın %50’sine kadar bir bölümünün yönetim kurulu üyelerine dağıtılabilir şeklinde değiştirilmesinin, şirket ortağının, ortaklıktan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki kâr payı alma hakkını, elde edilen kârın yönetim kurulu üyelerine örtülü olarak dağıtılması suretiyle sınırlandıracağı ve eşit işlem ilkesine aykırılık oluşturacağı-
Bilirkişi raporu doğrultusunda, dava konusu genel kurul kararının temsil yetkisinin devri ve diğer imza yetkilerinin tayinini düzenlediği, bu düzenlemelerin TTK mad. 375/1-d uyarınca yönetim kurulunun devredilemez görev ve yetkileri arasında yer aldığı, bu suretle de TTK mad. 447/1-c uyarınca butlan sebeplerinin somut olayda oluştuğundan, genel kurul kararının TTK mad. 445 uyarınca iptalinin istenemeyeceği şeklinde değerlendirmenin yapılamayacağını- Genel kurul kararının şirket esas sözleşmesine aykırılık teşkil edip etmediğini öncelikle değerlendirmek suretiyle sonucuna göre TTK mad. 445 göre iptal kararı verilebileceğini-