Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir...
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında, takibe konu alacağın takip tarihi itibarıyla muaccel olduğunun kabul edilip edilemeyeceği, buradan varılacak sonuca göre geçerli bir icra takibi bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesinin gerekip gerekmediği-
Davacı-alacaklının takip talebinde borcun sebebinin herhangi bir faturaya dayandırılmadığı, borcun sebebi kısmında “takip yolu listele, takip dayanakları, takip yolu dilekçe açıklaması” ifadelerinin yer aldığı, icra müdürlüğünce düzenlenen ödeme emrinde ise; borcun kaynağı kısmında “11.02.2011 tarihli 8.843,63 TL tutarında fatura” açıklamasına yer verildiği, icra dosyasında ihtarname fotokopisine ve arkasına eklenen cari hesap hareketi listesine takip talebinde ve ödeme emrinde yer verilmediği, borçluya gönderilen tebliğde “bu zarfta örnek 7 ödeme emri vardır” açıklamasının yer aldığı, borçlu vekilinin borca itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasında; ilamsız icra yolunda borcun kaynağı ile ilgili bir belgeye dayanma zorunluluğunun olmaması, İcra müdürünün sınırlı inceleme yetkisi, ödeme emrinin takip talebine uygun olarak düzenlenmemesi ve icra müdürünün işleminin usulsüz olduğu yönünde bir şikâyet yoluna başvurulmaması, borçluya yalnızca ödeme emrinin gönderilmiş olması, itirazın iptali davasının icra takibinin devamı mahiyetinde ve ona sıkı sıkıya bağlı bir dava olması hususları değerlendirildiğinde bu durumun maddi hata olarak değerlendirilemeyeceği-
İtirazın iptali davası icra takibine bağlığığının hem alacağın miktarı, hem de alacağın kaynağı bakımından da geçerli olduğu- Birden çok borç muaccel ise tediyenin, borçlu aleyhinde birinci olarak takip edilen borca mahsup edileceği- İcra takibi yapılmamış ise tediyenin, vadesi daha önce gelmiş olan borca mahsup edileceği- Takibe sıkı sıkıya bağlı olan itirazın iptali davasında taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığından, aradaki ilişkinin açık hesap ilişkisi olarak değerlendirilebileceği ve yalnızca takibe konu faturaların ve faturalara ilişkin ödemelerin taraf defterlerinde kayıtlı olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması, faturaların tümünün teslim alan kısımlarında imza olduğu hususunun gözetilmesi ve delillerin eksiksiz olarak toplanıp hep birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiği, aksi yönde yapılacak araştırmanın ise itirazın iptali davasının niteliği ile bağdaşmayacağı- "Tarafların aralarında yazılı bir cari hesap sözleşmesi olmamasına karşın işlemlerini açık hesap ilişkisi olarak devam ettirdikleri, açık hesap ilişkisinde zaman zaman ödeme yapıldığı, birden fazla mal ya da hizmet bulunduğundan ilişkinin, ödemenin hangi faturaya istinaden yapıldığını belirtmeye elverişli olmadığı, uyuşmazlığın ancak açık hesap ilişkisinin sonuna kadar incelenerek çözümlenebileceği" yönündeki görüşlerin HGK. çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
İtirazın iptali davasının hem alacağın "miktarı"  ve hem de "kaynağı" bakımından icra takibe bağlı olduğu- Taraflar arasında bir borç ilişkisi bulunduğu ve borçlunun daha evvel bir kısım ödemeler yaptığı ve davacı davasını yalnızca iki adet faturaya dayandırdığı, davalının da ödeme savunmasında bulunduğu itirazın iptali davasında, ödeme savunmasının yazılı delille ispatının gerektiği, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığından aradaki ilişkinin "açık hesap ilişkisi" olarak değerlendirilebileceği, itirazın iptali davasına bakan mahkemece sadece "takip konusu faturalar ve ödeme savunması bakımından" araştırma ve değerlendirme yapılması gerektiği, "tüm cari hesap ilişkisinin" gözetilemeyeceği, aksi yönde yapılacak araştırmanın itirazın iptali davasının niteliği ile bağdaşmayacağı- "Davalı tarafça cari hesap ekstresi adı altında sunulan belgeden taraflar arasında bir açık hesap ilişkisi bulunduğu, bu itibarla takip öncesinde yapılan kısmi ödemelerin alacaklı yanca hangi borca mahsup edilmesi istenmişse bu iradeye üstünlük tanınması ve ödemelerin birden çok borcun vadelerine göre sıralanması gerektiği, uyuşmazlığın ancak açık hesap ilişkisinin sonuna kadar incelenerek çözümlenebileceği" görüşünün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
HMK mad. 141 gereğince menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşebileceği-
Yabancı para cinsinden olan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itiraz üzerine, açılan itirazın iptali davasında, icra inkar tazminatının, yabancı paranın icra takip tarihi itibariyle geçerli olan TL karşılığı üzerinden hesaplanması gerektiği-
İadeye ilişkin belgelerde davacının imzası itiraza uğramayan çalışanlarına ait imzalar bulunmakta olup, bu durumda davacının bu iade edilen malların taraflar arasındaki sözleşme öncesi döneme ait olduğu beyanını aynı şekilde düzenlenmiş mal faturaları ile kanıtlaması gerektiği- Davacının değinilen beyanına dayalı olarak icapsız teklif edilen yemin doğrultusunda karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davacının davalıya mal satıp teslim ettiğini usulüne uygun delillerle ispat yükü altında olduğu- Davacının davalı ekstresinde kayıtlı olmayan faturalara konu malı teslimine ilişkin delillerinin neler olduğu sorularak bu deliller toplanıp karar yerinde tartışılmadan ispat külfeti yerine getirilmiş gibi karar verilmesinin hatalı olduğu-
Kooperatif ile ortağı arasındaki ilişkinin ticari ilişki olmadığından ticari temerrüt faizine hükmedilemeyeceği-
  • 1
  • 2
  • kayıt gösteriliyor