Ayıplı taşınmaz satışı sebebi ile maddi ve hukuki ayıpların giderilmesi, mümkün olmaması halinde sözleşmeden dönme ve taşınmazın güncel değerinin tespiti ile tahsili talebine ilişkin olarak davanın reddine dair karar verilmiş olup davalı lehine AAÜT gereğince nisbi vekalet ücreti hesaplanması gerektiği-
Kanunlarda açıkça öngörülmesi şartıyla ilgili kişinin açık rızası aranmaksızın kişisel verilerinin işlenmesi mümkün olduğundan, alacaklı vekili avukatların vekâletname olmaksızın icra takip dosyalarındaki kişisel verilere hukuka aykırı olarak erişim sağladığı iddiası bakımından 6698 sayılı Kanun kapsamında yapılacak bir işlem bulunmadığı- “Kişisel verilerin aktarılmasına ilişkin diğer kanunlarda yer alan hükümler saklıdır.” düzenlemesi uyarınca Adalet Bakanlığı tarafından icra tevzi bürosunda görevli personel eliyle borçlunun alacaklı olduğu icra dosyaları hakkında bilgi ve belge sağlama amacıyla avukatlara görevlerini yerine getirebilmeleri için kişisel veri aktarımı yapılabileceğinden Adalet Bakanlığı tarafından alacaklı vekili avukatlara borçluların alacaklı olduğu icra takip dosyalarında bulunan kişisel verilerin hukuka aykırı olarak aktarılması iddiası bakımından 6698 sayılı Kanun kapsamında yapılacak bir işlem bulunmadığı-
Müvekkilin tüketici sıfatını taşıması halinde, avukatlık sözleşmesinden kaynaklanan davanın tüketici mahkemelerinde görüleceği-
Avukatlık Kanunu'nun, Avukatlıkla Birleşmeyen İşler Başlıklı 11. Maddesinde aylık ücret gündelik veya kesenek gibi ödemeler karşılığında görülen hiçbir hizmet ve görev sigorta prodüktörlüğü tacirlik ve esnaflık veya meslekin onuru ile bağdaşması mümkün olmayan her türlü işin avukatlıkla birleşemeyeceğinin belirtildiği, Simsarlık hizmetini üstlenen davalıların avukat olduğu ve Avukatlık Kanunu'nun 11. maddesiyle simsarlığın avukatlıkla birleşmeyen işlerden sayılması nedeniyle hukuka aykırı olduğu, Sözleşme TBK m.27 hükmü gereği kesin hükümsüz olup tarafların aldıklarını geri vermeleri gerektiğine-
İcra dosyasının tarafı olmayan üçüncü kişiye ait "kişisel veri" niteliğinde bulunan taşınmaz devir bilgilerinin icra müdürlüğünce istenmesinin mümkün olmadığı- Alacaklının hukuki yararının, üçüncü kişilerin Anayasa ile korunan özel hayatın gizliliğine ilişkin temel hakkından daha üstün tutulmasına olanak bulunmadığı-
İcra müdürlüğü ekranından Takip borçlusunun alacaklı olduğu icra takip dosyalarının sorgulanmasına ilişkin talebin haciz talebi niteliğinde olmadığı, bu talebin takibin yürütülmesine yönelik icra müdürlüğünce alacaklının talebi üzerine yasa gereği yapılması zorunlu olan bir işlem olmadığı ve yapılacak sorgulamanın Anayasa'nın 20. maddesinde düzenlenen temel hak ve hürriyetlere aykırılık teşkil ettiği-
Somut olayda, borçlular adına pasif taşınmaz kayıtlarının tespiti ile sorgulaması yapılan taşınmazların resmi senet ve ilgili evraklarının getirtilmesinin istendiği- Takip alacaklılarının ileride açabilecekleri muhtemel davaların malzemelerinin toplanması ödevinin icra müdürlüğüne ait olmadığı- Mülkiyet hakkının korunması amacıyla açılacak bir davanın taraflarını tespit edebilmek için 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 2/3. maddesine göre avukatın, yazılı başvuru ile tapu sicilinde inceleme yapabileceği- Alacaklının hukuki yararının, üçüncü şahısların Anayasa ile korunan özel hayatın gizliliğine ilişkin temel hakkından üstün tutulmasının mümkün olmadığı; bu sebeplerle ilk derece mahkemesince şikayetin reddedilmesinin isabetli olduğu-
Davalı avukatın, davacı tarafından masrafın yatırılmadığını yasal delillerle ispat etmesi gerektiği- Davalı avukat, haczin düşmesine, takibin iptaline ve kambiyo senedinin zamanaşımına uğramasına sebebiyet vererek özen yükümlülüğünü ihlal ettiğinden, mahkemece davacının bu alacağının tahsil imkanının kalıp kalmadığı, bunun sonucunda da zararının oluşup oluşmadığı hususunda gerektiğinde uzman bir bilirkişiden rapor alınması gerektiği-
Ara karar verilmek üzere "gereği düşünüldü" denildiğinde ayağa kalkmaması nedeniyle yaşanan usul tartışmasından sonra salonun mübaşir vasıtasıyla boşaltıldığını, oturmaması için sadece davacı masası tarafında olan sandalyelerin salonun başka tarafına alındığını, mevzuata göre ara karar yazdırılırken tarafların ayağa kalkmasının gerekmediğini, hakimin yargılama faaliyeti esnasında kişisel ve keyfi davrandığını ve avukatların duruşma salonundan çıkarılamayacağından şahsına ve avukatlık mesleğine karşı onur kırıcı davranışta bulunduğu iddiası ile hakim aleyhine açılan manevi tazminat davasının reddi gerektiği-
Dava kredi kartı sözleşmesi nedeniyle açılan muarazanın önlenmesi davası iken alacak davası olarak ıslah edilmiş, yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş olup, mahkemece, davalı yararına vekalet ücretine karar verilmesi gerektiği-
  • 1
  • 2
  • kayıt gösteriliyor