Kanser hastalığının tedavisinde kullanılacak ilacın yararlı olup olmadığının üniversitelerin tıbbi onkoloji bilim dalından alınacak sağlık kurulu raporu ile saptanması gerektiği- "İyileştirme" kavramından, "sigortalı hastanın sağlığına kavuşması" ve "hastalığın iyileşmesi"nin anlaşılması gerektiği- Bilirkişi raporu yetersiz görüldüğü takdirde yeniden bilirkişi raporu alınması gerekirken doğrudan davanın reddine gidilmesinin hatalı olduğu- "İlaç bedelinin Kurumca karşılanması yönünden öngörülen 'hastanın sağlığına kavuşması ve hastalığın iyileşmesi' koşulunun hastalığın mahiyeti dikkate alındığında katı bir yaklaşım olduğu, bu nedenle davaya konu ilacın davacının hastalığının ilerlemesine engel olup olmadığı veya gerilemesini sağlayıp sağlamadığı, yaşam kalitesini artırıp artırmadığı, yaşam süresinin uzamasına katkıda bulunup bulunmadığı konusunda sağlık kurulu raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği" görüşünün HGK. çoğunluğunca benimsenmediği-
Davaya konu ilacın söz konusu kanser hastalığının tedavisinde hayati öneme haiz ve kullanılmasının zorunlu olup olmadığının, dolayısıyla kullanılmasının tıbben ve fennen sigortalının iyileşmesine katkıda bulunup bulunmayacağının, ilacın hangi tür kanser hastalarında hangi evrede ve hangi dozda kullanılacağının ve bu hususların nasıl belirleneceğinin, davaya konu ilaçla yapılacak tedavinin bilinen mevcut tedavi yöntemlerine göre daha etkin ve daha yararlı olup olmadığının üniversitelerin tıbbi onkoloji bilim dalından alınacak sağlık kurulu raporu ile saptanması gerektiği, bu saptama yapılırken dosya içinde mevcut görüş, karar ve raporlarda irdelenip varsa çelişkiler giderilmesi gerektiği, ayrıca bu belirleme yapılırken iyileştirme kavramından anlaşılması gerekenin sigortalı hastanın sağlığına kavuşması ve hastalığın iyileşmesi hususu olduğu göz önünde tutulması gerektiği- "Bozma kararında ilaç bedelinin kurumca karşılanması yönünden öngörülen "hastanın sağlığına kavuşması ve hastalığın iyileşmesi" koşulunun hastalığın mahiyeti dikkate alındığında katı bir yaklaşım olduğu, bu nedenle davaya konu ilacın davacının hastalığının ilerlemesine engel olup olmadığı veya gerilemesini sağlayıp sağlamadığı, yaşam kalitesini artırıp artırmadığı, yaşam süresinin uzamasına katkıda bulunup bulunmadığı konusunda sağlık kurulu raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden direnme kararının açıklanan bu değişik gerekçe ile bozulması" görüşü ileri sürülmüşse de bu görüşün kurul çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Akciğer kanseri tedavisinde kullanıldığı ileri sürülen nivolumab etken maddeli opdivo flakon isimli ilaç bedelinin kesinti yapılmaksızın Kurumca karşılanması ve ödenen bedelin tahsili talebiyle açılan eldeki davada; yapılacak araştırmalar sonucunda; davaya konu ilacın anılan hastalığın iyileşmesi için tedavisinde kullanılmasının hayati öneme haiz ve zorunlu olduğu sonucuna varıldığı taktirde ise ilaç bedelinin uygunluğu yönünden ve katkı payını da irdeleyecek biçimde denetime elverişli hesap raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- "Bozma kararında ilaç bedelinin Kurumca karşılanması yönünden öngörülen 'hastanın sağlığına kavuşması ve hastalığın iyileşmesi' koşulunun hastalığın mahiyeti dikkate alındığında katı bir yaklaşım olduğu, bu nedenle davaya konu ilacın davacının hastalığının ilerlemesine engel olup olmadığı veya gerilemesini sağlayıp sağlamadığı, yaşam kalitesini artırıp artırmadığı, yaşam süresinin uzamasına katkıda bulunup bulunmadığı konusunda sağlık kurulu raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden direnme kararının açıklanan bu değişik gerekçe ile bozulması gerektiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Kurum işleminin iptali ile tedavi süresince akıllı kanser ilacının kurum tarafından karşılanması istemine ilişkin davada, ilacın söz konusu kanser hastalığının tedavisinde hayati öneme haiz ve kullanılmasının zorunlu olup olmadığının, dolayısıyla kullanılmasının tıbben ve fennen sigortalının iyileşmesine katkıda bulunup bulunmayacağının, ilacın hangi tür kanser hastalarında hangi evrede ve hangi dozda kullanılacağının ve bu hususların nasıl belirleneceğinin, davaya konu ilaçla yapılacak tedavinin bilinen mevcut tedavi yöntemlerine göre daha etkin ve daha yararlı olup olmadığının üniversitelerin tıbbi onkoloji bilim dalından alınacak sağlık kurulu raporu ile saptanması gerektiği- Araştırmalar sonucunda; davaya konu ilacın anılan hastalığın iyileşmesi için tedavisinde kullanılmasının hayati öneme haiz ve zorunlu olduğu sonucuna varıldığı taktirde ise ilaç bedelinin uygunluğu yönünden ve katkı payını da irdeleyecek biçimde denetime elverişli hesap raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
DMD/kas erimesi teşhisi sebebiyle tedavi gören davacının yaşayabilmesi için translarna isimli ilacın kullanımının için gerekli olduğu, söz konusu ilacın kullanılmasının hayati önem arz etmesi sebebiyle Sosyal Güvenlik Kurumunun ilaç bedelinin ödenmesinin uygun olmadığına ilişkin işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Dava, tedavi süresince kullanılacak olan ilacın bedelinin hiçbir kesinti yapılmaksızın davalı kurum tarafından karşılanması ve ilaç bedelinin tahsili istemine ilişkindir...
Dava, tedavi süresince kullanılacak olan ilacın bedelinin hiçbir kesinti yapılmaksızın davalı kurum tarafından karşılanması ve ilaç bedelinin tahsili istemine ilişkindir...
Davacının tedavisinde kullanılan ilaçlı stent bedelinin Kurumca karşılanması gereken rayiç fiyatının belirlenmesi konusunda uyulan bozma kararı gereğinin tam olarak yerine getirilip getirilmediği-
Davalı kurumun, 01.10.1999-04.05.2006 tarihleri arasında davacının yaşlılık aylığından kesilmesi gereken %15 sosyal güvenlik destek primlerinin iadesini talep ederken, gecikme zammı ile birlikte tahsilini isteyip istemediği dosyadaki mevcut belgelerden anlaşılamayan somut olayda; mahkemenin; davacı avukatın davalı şirkette sigortalı çalıştığı dönem bakımından (01.10.1999-04.05.2006 tarihleri arasındaki dönemden) sorumlu olduğu ve mükerrer prim ödemesinin mümkün olmadığı hususu dikkate alınarak, Kurum tarafından bu tarihler arasında tahakkuk edilen sosyal güvenlik destek primi sorgulanarak, gecikme zammının talep edilen prim miktarlarının içerisinde olup olmadığı açıklığa kavuşturularak, Kurumun davacı adına hangi dönemler için borç çıkarıp, çıkarılan borcun asıl alacak, gecikme zammı ya da faize ilişkin olup olmadığının şüpheye mahal vermeyecek şekilde ortaya konularak karar vermesi gerektiği- Gerekçeli kararda; dava tarihinin farklı olarak gösterilmesinin yanlışlık mahallinde düzeltilebilir bir hata olarak kabul edildiğinden ayrıca bozma nedeni yapılamayacağı-
Muayene ve tedavi giderleri nedeniyle faturalandırılan 15.024,56-TL'nin hak edildiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, tahsili istemi-