Çeki keşideci sıfatı ile imzaladığı ihtilafsız olan ..............’in ticari mümessil olarak tayin edildiğine ilişkin, 6102 sayılı TTK 616/1-b ve 631/1 maddelerine göre, borçlu şirket tarafından alınmış bir genel kurul kararı bulunmadığı gibi, Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanan şirket ana sözleşmesinin 8. maddesinde şirket müdürü olarak atananlara verilen yetkiler arasında ticari mümessil tayin etme yetkisinin bulunmadığının da anlaşıldığı, borçlu şirket yetkilisi ........... tarafından ............ Noterliğince düzenlenmiş ............ tarih ve ............... yevmiye numaralı vekaletnamede de ............’in şirketin bazı işlemleri için ticari vekil olarak atandığı ve bu vekaletnamede verilen yetkiler arasında şirket nam ve hesabına kambiyo senetlerinden olan çek düzenleme yetkisinin bulunmadığı, bu vekaletname ile .................’in ticari mümessil atandığının kabul edilemeyeceği, her ne kadar şirket ana sözleşmesinin 8. maddesinde şirket müdürlerinin şirkete hizmet akdi ile bağlı olanları sınırlı yetkiye sahip ticari vekil veya diğer tacir yardımcılarını atayabilecekleri belirtilmiş olsa da aynı maddenin devamında bu şekilde atanacak olanların görev ve yetkilerinin iç yönerge ile belirleneceğinin belirtildiği, bu iç yönergenin de tescil ve ilanının zorunlu olduğu, ancak bu işlemlerin de yapılmadığı anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince, borçlunun imza itirazının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği-
Davacı-borçlunun, verdiği vekaletnameyle "resmî makam ve mercilerde tam yetkili olarak temsile; ticarî defter ve belgeleri sunmaya; her türlü vergi ve cezalardan dolayı işlem yapmaya; fiş, fatura, gider pusulası gibi belge tasdik veya basım izinlerini almaya; ilgili SSK veya vergi dairesine müracaatta bulunmaya; e-bildirge ve e-beyanname sözleşmelerini imzalamaya; kullanıcı kodu ve kullanıcı kodu zarfını ilgili Kurumdan imza karşılığında teslim almaya; bu konularla ilgili yapılması gereken her türlü yasal işlemleri resmî makam ve merciler önünde yapmaya ve imzalamaya; dava ve takiplerde temsile; ahz-u kabza, motorlu araçlarla ilgili her türlü işlemi yapmaya; banka hesaplarından para çekmeye, bankadan kredi kullanmaya" yetkili kıldığı dava dışı oğlunun, davacının ticarî mümessili olduğunun kabulü gerektiği- Ticarî mümessil, iyi niyetli üçüncü kişilere karşı, işletme sahibi adına kambiyo taahhüdünde bulunmaya ve onun adına işletmenin amacına giren her türlü işlemleri yapmaya yetkili olduğundan, davacı-borçlunun ticarî mümessil olan dava dışı oğlu tarafından düzenlenen bonodan dolayı borçlu olmadığını ileri süremeyeceği-
Bölge Adliye Mahkemesi’nce, borçlu şirket tarafından vekil tayin edilen şahsın takip konusu çeklerin keşide tarihlerinden önce vekillik görevinden azledilip edilmediği belirlenerek; usulüne uygun bir azilname olmadığının tespiti halinde, muteriz borçlu şirket yetkilisi tarafından 3. kişiye verilen çek düzenleme yetkisini içeren vekaletname gereğince, takip dayanağı çeklerdeki keşideci imzalarının söz konusu şahsa ait olup olmadığı yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu şirket yetkilisi ... tarafından,... isimli kişiye verilen ..... Noterliğince düzenlenen vekaletnamenin bankacılık işlemlerine ilişkin kısmında “...çek taahhütnamesi imzalama...” hususunda yetki verildiği görülmüş olup, adı geçen kişiye çek keşide etme yetkisi verildiğinin kabulü gerekeceği, bu durumda vekaletname ile yetkilendirilen... hakkında imza incelemesi yapılması gerekirken yetki verilmediğinden bahisle yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olacağı-
Kanuni delil yerine yazılı delil denilse de, bunun yemin delilini de kapsadığı- Cevap dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanan dalı tarafa bozma kararı doğrultusunda mutabakat tarihinden sonra borcu ödediği vakıasına dair bu hakkın kullandırılması gerekirken, mahkemenin davalının yemin deliline dayanmasını kabul etmeyip tahkikatı sonlandırıp yazılı şekilde karar vermesinin hatalı olduğu- Taraflar tacir olup davalı temerrüt faizi olarak avans faizinde sorumlu olduğundan, davalının temerrüt tarihinde avans faizi oranı %27 olup, takip tarihinde de yine %27 olmasına karşın, herhangi bir sebep gösterilmeden işlemiş faizin %40 ve %36 oranlarından hesaplanması ve davalının buna itiraz etmesine rağmen bu itiraz karşılanmadan karar verilmesinin hatalı olduğu- İtirazın iptali davasında, kurulacak hükümde davalı borçlunun itirazının hangi miktarda asıl alacak ve işlemiş faiz için iptal edilip takibin devamına karar verildiği gibi asıl alacağa uygulanacak faizin türü ve gerekiyorsa oranının da gösterilmesi gerektiği-
Esnaf faaliyetlerini yürüten kişinin, 6098 sayılı TBK’nun 40. vd. maddeleri uyarınca, kendisine temsilci tayini mümkün ise de temsilcinin, kambiyo taahhüdünde bulunmasının aynı kanunun 504/3. maddesi uyarınca, vekâlette, özel olarak yetkili kılınmasına bağlı olduğu-
"Çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme" suçunun failinin; çek karşılığını bankada bulundurmakla yükümlü olan tüzel kişinin mali işlerini yönetmekle görevlendirilen yönetim organı üyesi, böyle bir belirleme yapılmamışsa bu sefer yönetim organını oluşturan tüm gerçek kişiler olacağı- Herhangi bir nedenle (sürenin dolması, istifa vb.) yönetim kurulu üyeliği ve dolayısıyla çekin karşılığını bankada bulundurma yetkisi, Kanunda yazılı usulüne uygun şekilde sona ermiş olan yönetim kurulu üyesinin, yönetim kurulundan ayrılması hususunun şirket yönetimi tarafından ticaret sicilinde tescil ve ilan edilmemiş olması halinde; şirketin yönetim kurulundan ayrıldıktan sonra karşılıksızdır işlemine tabi olan bir şirket çeki nedeniyle kural olarak cezai sorumluluğuna gidilemeyeceği- Ancak anonim şirket adına düzenlenen çekin karşılığını bankada bulundurmakla görevli yönetim kurulu üyesinin Kanunda öngörülen sebeplerle ve usulüne uygun şekilde bu üyeliği sona ermesine ve bu husus yönetim kurulu tarafından tescil ve ilan edilmemesine rağmen; ayrıldığı anonim şirket yararına olmak üzere piyasada kendisi, ayrıldığı anonim şirketle bağlantısı olduğu tespit edilen üçüncü kişiler veya ayrıldığı anonim şirket adına; çek düzenlemeye, bu kişiler adına düzenlenen çeki bir şekilde ele geçirerek şirketin alacaklılarına şirket menfaatine teslim etmeye veya anonim şirket adına halen yönetici gibi davranarak bu çeklerle anonim şirket yararına mal veya hizmet alımına devam etmesi halinde; adı geçen yöneticinin borçlu anonim şirketle fiili bağlantısını sona erdirmediği kabul edilerek, çekin karşılığını bankada bulundurmakla yükümlü olacak diğer anonim şirket yöneticileriyle birlikte cezai sorumluluğunun devam etmesi gerektiği-
Ortaklık sözleşmesine göre takibe konu çekler üzerinde keşide tarihi itibari ile atılmış usule uygun bir imza olmadığı ve ortaklığın sorumluluğunun olmayacağı-
Geniş yetkiler içeren vekâletnameye dayalı olarak yetki verilen kişinin davacı-borçlu şirket adına kambiyo senedi düzenleme konusunda yetkisinin olup olmadığını davalı-alacaklının bilmesi kendisinden beklenemeyeceği- "Takibe dayanak bonoyu tanzim edene verilen vekâletnamede açıkça kambiyo senedi düzenleme yetkisinin bulunmadığı, davalı-alacaklı lehdarın senedi takibe koymakta ağır kusurlu olduğu, bu nedenle direnme kararının bozulması gerektiği" görüşünün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği- Davalı-alacaklının takibe girişmekte ağır kusurlu; kötü niyetli olduğunun kabul edilemeyeceği-
Davacının kendi şirketinden davalıya hazır beton ve benzeri malzemeleri satıp teslim ettiğini, 2008 yılı sonunda taraflar arasında yapılan hesaplaşma neticesinde davalının 88.705,55 TL borçlu olduğu konusunda anlaştıklarını, buna ilişkin belgenin davalı şirket yetkilisi tarafından imzalandığını, davalının borcunu ödemediği gibi ve alacağın tahsili için girişilen icra takibine de haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek açtığı itirazın iptali davasında, ticari vekil olarak görevlendirilen A. D. tarafından imzalanan mutabakat belgesi geçerli olup, taraflar arasındaki hesaplaşma gereği belgenin düzenlenme tarihinden önce yapılan ödemeler sonuca etkili olmayacağı, davalının mutabakat tarihinden sonra mutabakat belgesinde belirtilen borca karşılık bir ödemesi bulunup bulunmadığının yazılı delillerle ispatlanması gerektiğinden tüm bu hususlar gözetilerek ve denetime elverişli olacak şekilde tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • kayıt gösteriliyor