TÜRK MEDENİ KANUNU > - Aile Hukuku > - EVLİLİK HUKUKU > - EVLİLİĞİN GENEL HÜKÜMLERİ > - B. Birliğin temsili > Madde 191 - IV. Temsil yetkisinin geri verilmesi
Madde Listesi Madde 191 - IV. Temsil yetkisinin geri verilmesi
Eşlerin ortak çocuğu olduğu anlaşılan davacı tarafından "babasının sürekli ve düzenli çalışması sonucu elde ettiği gelirle satın alınan taşınmazın annesi adına tescil edildiğini, eşler arasındaki evlilik birliğinin babasının ölümü ile sona erdiğini, böyle olunca mirasçı sıfatıyla katkı payı alacağı hakkının tahsili" istemi ile davalıdan alacak talep edildiği, dosyada tanık olarak dinlenen kişi tarafından müteveffanın çalıştığı ancak eve bakmadığının beyan edildiği, diğer yandan Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının müteveffanın vefat etmeden önce en son aldığı maaşının belirtildiği ve ölümünden sonra hak sahibi eşine ölüm aylığı bağlandığı, olağan olanın; evlilik birliği içinde edinilen taşınmaza aynı dönemde çalışan ve geliri bulunan erkeğin de katkı yapması olduğu, davalı kadın tarafından aksine bir delil ileri sürülüp erkek eşin çalışmadığı ispatlanmadığına göre, çalışan erkeğin evlilik birliği içinde edinilen ve tapuda kadın eş adına tescil edilen taşınmaza katkısının bulunduğunun kabul edilmesi gerektiği- Eşin çalışma ve katkısının varlığı sabit iken "elde ettiği gelirin belirlenememesi" nedeniyle katkı oranının tespitinde duraksama ve güçlük yaşandığı takdirde hâkimin; TMK’nın 4. ve TBK’nın 50. maddelerinde yer alan düzenlemeleri gözeterek, denkleştirici adalet ilkesi gereği, somut olayın koşullarını kendi içinde değerlendirmek suretiyle hukuk ve hakkaniyete uygun bir katkı oranı takdir etmesi gerektiği- "İkrarın kişinin kendi aleyhine beyanda bulunması olup yargılamanın her aşamasında gerçekleştirilebileceği gibi mahkemece kesin delil olarak dikkate alınması gerektiği, böyle olunca davalının cevap dilekçesinde belirttiği "dava konusu binanın yapımında başkaları ile birlikte müteveffanın da katkısının" olduğuna ilişkin beyanının ikrar niteliğinde olduğu, 6100 sayılı Kanun'nda ikrarın iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamında kabul edilmesini gerektirir bir hüküm bulunmadığı hâlde iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağından söz edilerek önceki hükümde direnilmesinin doğru olmadığı, böyle olunca direnme kararının belirtilen bu genişletilmiş gerekçe ile bozulması gerektiği" ileri sürülmüş ise de, bu görüşün Kurul çoğunluğunca benimsenmediği-
Davacı maliki olduğu konutu kullanması için dava dışı oğlu ve davalı gelinine tahsis etmiş ise de, arada bir sözleşme ilişkisi bulunmamakta olup; tek taraflı olarak verdiği onayı her zaman geri alabileceği ve bu durumda davacı tarafından verilen onay devam ettiği sürece konutun davacının oğlu ve davalı tarafından kullanımının haksız olmadığı- Ecrimisil davasında husumetin taşınmazı haksız olarak kullanan kişiye yöneltilmesi gerektiği- Davacı baba, taşınmazı bedelsiz olarak kullanmaları için dava dışı oğlu ve davalı gelinine vermişse de, oğlunun boşanma davası sırasında çekişmeli konutu terk ettiği, davacının da hâlen ortak konutta oturmaya devam eden davalı gelinine karşı da ihtar çekerek eldeki davayı açtığından, artık davacının taşınmazın kullanımına dair verdiği muvafakatini geri aldığının kabulü gerektiği- Çekişmeli taşınmaz davalı ve eşi tarafından aile konutu olarak kullanılmış ise de, kayıt maliki davacı ile davalı (ve eşi) arasında hukuki ilişki kurulmadığından bu hususun davacıyı bağlamayacağı- Davacının oğlu ile davalının ayrı yaşamakla birlikte evliliklerinin devam etmekte olmasının, davacının mülkiyet hakkı karşısında taşınmazı davalının kullanmasının haklı ve geçerli nedeni olarak kabul edilemeyeceği- Davacı malik tarafından konutun kullanımı için verilen onayın geri alınması karşısında, davalının konutu kullanmasının haklı ve geçerli bir nedeninin bulunduğu söyleyemeyeceği- Bilirkişi marifetiyle keşif yapılarak ihtarnamenin tebliğ edildiği tarihe yedi gün eklenmesiyle tespit edilecek tarihten anahtarın teslim edildiği tarihe kadar olan dönem için belirlenecek ecrimisilin hüküm altına alınması gerektiği- "Dava konusu taşınmazın aile konutu olması nedeniyle boşanma kararının kesinleştiği tarihe kadar olan dönem için ecrimisil bedeli talep edilemeyeceği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından kabul edilmediği-
Feshin geçersizliğine ve işe iadeye ilişkin davada, iş yerinde uzun zaman devam eden çok sayıda işçinin iş akidlerinin feshi ile sonuçlanan süreç ve bir kısım işçilerin sendika üyeliğinden istifası sonucu gelinen noktada iş yerinde sendika üyesi işçi kalmadığı; ancak sendika üyeliğinden çekilen ve üyelikten çekildikten sonra çalıştırılmaya devam eden işçilerin kimler olduğu; bu kişilerin hangi tarihlerde sendikaya üye oldukları, hangi tarihte çalışmalarının sona erdiği, hangi tarihlerde üyelikten istifa ettikleri, ve yeniden işe başlayanların yeniden işe başlama tarihleri, sendikaya üye olmadığı halde iş sözleşmesi sona eren kişiler olup olmadığı, ve bu kişilerin iş akitlerinin fesih tarihleri ve sebeplerinin açıkça ortaya konulmadığı; bu hususlarda eksik belgeler celbedildikten sonra ve bilirkişiden rapor alınarak feshin sendikal sebebe dayanıp dayanmadığı hususunun kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması için belirtilen yönlerden gerekli araştırmaya gidilmesi gerektiği-
Feshin geçersizliğine ve işe iadesine ilişkin davada, iş yerinde uzun zaman devam eden çok sayıda işçinin iş sözleşmelerinin feshi süreci ve bir kısım işçilerin sendika üyeliğinden istifası sonucu gelinen noktada iş yerinde sendika üyesi işçi kalmadığı; ancak sendika üyeliğinden çekilen ve üyelikten çekildikten sonra çalıştırılmaya devam eden işçilerin kimler olduğu, bu kişilerin hangi tarihlerde sendikaya üye oldukları, hangi tarihte çalışmalarının sona erdiği, hangi tarihlerde üyelikten istifa ettikleri, ve yeniden işe başlayanların yeniden işe başlama tarihleri , sendikaya üye olmadığı halde iş akdi sona eren kişiler olup olmadığı, ve bu kişilerin iş akitlerinin fesih tarihleri ve sebeplerinin açıkça ortaya konulmadığı- Bu hususlarda eksik belgeler celbedildikten sonra ve bilirkişiden rapor alınarak feshin sendikal sebebe dayanıp dayanmadığı hususunun kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması için belirtilen yönlerden gerekli araştırmaya gidilmesi gerektiği-