Keşideciler tarafından ...  A.Ş.'nin cirosundaki imzaya itiraz edildiği, kambiyo takibi yapabilmek için selahiyetli hamil olmak yeterli olup haklı hamil olmak şart olmadığından davacılar tarafından da keşideci konumundaki kendi imzalarına itirazları bulunmayıp senedi ciro eden lehtarın ciro imzasına itiraz hakkı olmadığından, yetkili hamil olan alacaklının keşideciler hakkında takip yapmasına da engel teşkil etmediğinden keşideci borçluların lehtarın ciro imzasının geçersiz olduğunu belirterek ciro silsilesinde kopuk olduğu iddiasında bulunamayacakları, davacı borçlu şirketlerin keşideci sıfatıyla sorumluluklarının bulunduğu, alacaklının ise yetkili hamil olduğu, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca davaya konu senetle ilgili soruşturma evrakının bulunmasının dar yetkili İcra Mahkemesince bekletici mesele yapılamayacağı, takibin durması nedeniyle İİK'nın 169/a-6 maddesi uyarınca itirazların reddi halinde borçlu diğer tarafın isteği üzerine takip konusu alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edileceği-
Esas sermaye payının miras yoluyla geçmesi hallerinde tüm haklar ve borçların (genel kurulun onayına gerek olmaksızın) esas sermaye payını iktisap eden kişinin ilgili şirketin esas sermaye payının yeni malikler adına tescili için ticaret sicil müdürlüğüne yapacağı başvuru ile geçeceği- Bu başvuruyu yapmaksızın dava açan davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı-
Mahkemenin, pay devrinin ticaret siciline tescili ve ticaret sicil gazetesinde ilanı yapılıncaya kadar davacının şirket ortağı olmayacağına ve adına ödeme emri düzenlenemeyeceğine yönelik tespitinin 6102 sayılı TTK’nın 595. ve 598. maddelerine aykırı olduğu, davacı aleyhine başlatılan takip tarihi itibarıyla geçerli olan hisse devrinin vergi dairesi tarafından öğrenilmesi üzerine şirketin amme borçlarından dolayı davacı aleyhine takip yapılmasında bir usulsüzlüğün bulunmadığı- 6183 sayılı Kanun’un 35. maddesine göre limited şirket ortağının, şirketin amme borçlarından dolayı sorumlu olabilmesi için borcun şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilememesi veya tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gerekeceği, dosya kapsamında şirket aleyhine başlatılan takibe ilişkin yalnızca ödeme emirleri, haciz varakaları ve şirkete ait araçların sorgusuna ilişkin belgeler bulunmakta olup anılan belgeler şirketin amme borcunu ödeme kabiliyeti olup olmadığının tespiti bakımından yeterli olmadığından, mahkemece, davacı aleyhine takibin başlatıldığı tarih itibarıyla geçerli bir limited şirket pay devri mevcut olduğundan, davacının, dava dışı şirketin amme borçları nedeniyle sorumlu olduğunun kabulü ile 6183 sayılı Kanun’un 35. maddesi gereğince dava dışı şirket aleyhine başlatılan takibin akıbeti araştırılarak şirketin amme borcunu kısmen veya tamamen ödeme gücünün bulunup bulunmadığının araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Limited şirkette hisse devrinin tespiti, sicile tescili ve ilanı istemlerine ilişkin davada, devir tarihi itibariyle hisse devri için bütün koşullar ve işlemler gerçekleştiğinden davacının hisse devrinin tespiti talebi yönünden, hukuki yararın var olduğu gözetilerek tespite karar verilmesi gerektiği
  • kayıt gösteriliyor