TÜRK BORÇLAR KANUNU > - Genel Hükümler > - Borç İlişkilerinde Taraf Değişiklikleri > - Alacağın Devri > - A. Koşulları > Madde 185 - II. Yasal veya yargısal devir ve etkisi
Madde Listesi Madde 185 - II. Yasal veya yargısal devir ve etkisi
Alacağın bir edim karşılığında devredilmesi halinde devredenin devir sırasında alacağın varlığını ve borçlunun ödeme gücüne sahip olduğunu garanti ettiği, alacağın bir edim karşılığı olmaksızın devredilmesi halinde ise devredenin veya önceki alacaklının, alacağın varlığından ve ödeme gücünden sorumlu olmadığı- Davalının sözleşme ile doğan hak ve alacağını ivazlı olarak uygun şekilde davacıya devrettiğinden davalının sorumluluğunun bulunduğunun gözetilmesi gerektiği-
Davacılar alacağın temliki sözleşmesine dayanarak sözleşmenin karşı tarafı olan davalı. A.Ş. aleyhine icra takibinde bulunmuş ve itirazın iptali davası açmış olup davacıların temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu durumundaki Tasfiye Halindeki A.Ş. bu davada taraf olmadığından ve eldeki dava mutlak ticari davalardan olmadığı gibi davacıların tacir olmadıkları, davanın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilişkili olmadığı görüldüğünden, davaya "asliye ticaret mahkemesinin" değil, "asliye hukuk mahkemesinin" bakması gerektiği- "Alacağın temliki sözleşmesinin temelindeki ilişkinin davacılar ile Tasfiye Halindeki A.Ş. arasındaki kar - zarar katılım hesabından kaynaklandığı, TTK. mad. 4/1-f gereğince ticari davanın söz konusu olduğu ve ticaret mahkemesinin görevli olduğu" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca yerinde görülmediği-
Kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızasını aranmadan alacağını üçüncü bir kişiye devredebileceği- Temlik işleminin geçerli olması için yazılı şekilde yapılmasının yeterli olduğu- Temliğin, kazandırıcı nitelikte bir tasarruf işlemi olarak, devredenin kişiliğine özgü olanlar dışındaki, alacağın bütün yan ve öncelik hakları birlikte, temlik sözleşmesinin tamamlandığı andan itibaren, yeni alacaklıların mal varlığına girmesi sonucunu doğurduğu, diğer bir ifadeyle; eski alacaklıya verilmiş olan rehin ve kefalet, eski alacağa bağlı akdi veya kanuni faizler, alacak dolayısıyla doğan hapis hakkı ve alacağa bağlı yenilik doğuran haklar ve benzerleri, hep yeni alacaklıya geçeceği-