Kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesine rağmen, hüküm kısmında davalı-karşı davacı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talepleri hakkında hüküm kurulmayarak çelişki yaratıldığı- Gerekçe ile hüküm arasında yaratılan bu çelişki bozma sebebi oluşturduğu-
Hükmedilen yoksulluk nafakasının miktarı tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına uygun düşmediğine-
Resmi nikâh yapılacağı inancıyla rızası ile gayri resmi evlilik hayatı yaşayan ancak resmi nikâh yapılmadan ayrılmak zorunda kalan ve reşit olan davalı kadın lehine manevi tazminata hükmedilmeli midir?
Manevi zararın, "kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilme" olduğu; duyulan acı, çekilen ızdırabın manevi zarar değil, onun görüntüsü olarak ortaya çıkabileceği; acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu, tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan, acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasaların manevi tazminat verilebilecek bazı olguları özel olarak düzenlemiş olduğu (TMK. 24,121,158,174; TBK. 56, 58)- Davalı hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ceza mahkemesi kararının hukuk hâkimini bağlamayacağı sabit olduğu gibi, olayın oluş şekli, söylenen sözlerin içeriği ("Siz egonuzu tatmin için avukatlık kimliğinde ısrar ediyorsunuz.") ve tarafların durumu birlikte değerlendirildiğinde; Özel Dairece de belirtildiği üzere, davalı tarafından söylenen sözlerin yaşanan olayla ilgili davacıya yöneltilmiş eleştiri ve sitem kapsamında olduğunun, hakaret niteliğinde olmadığının ve davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulmadığının kabulü gerektiği-
Davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacak nitelikte olmayıp, eleştiri kapsamında değerlendirilmesi gereken beyanlar nedeniyle davalıdan talep edilen manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerektiği-
Evliliğin iptaline karar verilirse, eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesi, tazminat, nafaka ve soyadı hakkında boşanmaya ilişkin hükümler uygulanacağından, davalının nafaka isteklerinin esası hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiği-
Başbakan ve siyasi parti lideri olan davacının bulunduğu mevki ve yüklendiği mesuliyetlerin eleştirilere açık, hoşgörülü ve tahammüllü olmasını gerektireceği, siyasi tartışmaya ilişkin dava konusu basın açıklamasının sert eleştiri niteliğinde ve kişilik haklarının ihlali kastıyla söylenmediği gerekçesi ile açılan manevi tazminat davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davalı kadının evliliğin icrası sırasında iyiniyetli olmadığı, ancak davalı koca karar kesinleşmeden önce öldüğüne göre evlilik ölümle son bulduğundan sağ kalan eşin iyiniyetli olup olmadığına bakılmaksızın mirasçı olacağı ve kişisel durumunu koruyacağının kabulü gerekeceği-
Evlenmenin butlanına karar verildiği durumlarda; eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesi, tazminat, nafaka ve soyadı hakkında boşanmaya ilişkin hükümlerin uygulanacağı-
Mutlak butlan sebebiyle evliliğin iptaline ilişkin açılan davada, adi tıptan alınan raporlar arasında kadının evlenme tarihinde evlenmeye engel teşkil edecek şekilde zeka geriliğinin bulunup bulunmadığı konusunda çelişki olduğundan, bu çelişki giderilmeden davanın kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu- Evlenmenin iptaline ilişkin davalarda boşanma hükümleri kıyasen uygulanacağından, herhangi bir işi ve geliri bulunmayan davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği-