TÜRK MEDENİ KANUNU > - Aile Hukuku > - EVLİLİK HUKUKU > - EŞLER ARASINDAKİ MAL REJİMİ > - PAYLAŞMALI MAL AYRILIĞI > - A. Yönetim, yararlanma ve tasarruf > Madde 244 - A. Yönetim, yararlanma ve tasarruf
Madde Listesi Madde 244 - A. Yönetim, yararlanma ve tasarruf
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakimin, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorunda olduğu- Yine boşanma veya ayrılık vukunda çocuk kendisine tevdi edilmemiş tarafın gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlü olduğu- Bu hususu hakimin görevi gereği kendiliğinden dikkate alması gerektiği- Tarafların müşterek çocuğunun, 19.10.2017 tarihinde, dava açıldıktan sonra dünyaya gelmiş olduğu- Çocuğun doğduğu tarihten itibaren tedbir nafakasına,boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren çocuk yararına iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiği- Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisinin doğru olmadığı-
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorunda olup, Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm verilmesi bozmayı gerektirdiği-
Tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekeceği- Karar duruşmasında yoksulluk nafakası talebinde bulunan davalı tarafından bu konuda usulünce yapılmış bir ıslah işlemi olmadığı gibi; davacının talebin genişletilmesine açık muvafakati de bulunmadığından, bu talep hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" kararı verilmesi gerektiği-
Tarafların birbirlerine karşılıklı olarak hakaret ettikleri, ayrıcı davacı-davalı erkeğin eşine fiziksel şiddet uyguladığı ve eşini müşterek konuttan kovduğu, davalı-davacı kadının da kayınvalide ve kayınpederine hakaretamiz söz ve davranışlarının bulunduğu da anlaşıldığından, gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya neden olan olaylarda her iki tarafta kusurlu olmakla birlikte kadına göre davacı-davalı erkek daha ağır kusurlu olduğu, taraflar boşanmayı talep ettiklerine göre, tarafların birbirlerinin boşanma davasına itirazı hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, evlilik birliğinin devamında her iki taraf bakımından korunmaya değer bir yarar kalmadığı, bu sebeple boşanma davalarının kabulü sonucu itibarıyla doğru bulunduğu - Boşanmaya neden olan olaylarda davacı-davalı erkeğin daha fazla kusurlu olduğu ve erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu anlaşıldığından, Türk Medeni Kanunu'nun 174/1-2. maddesi koşulları kadın yararına oluştuğu, bu duruma göre davalı-davacı kadın yararına uygun miktarlarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle kadının tazminat isteklerinin reddinin doğru bulunmadığı-
Tedbir nafakası niteliği itibarı ile her zaman istenebileceğinden, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek, müşterek çocuk için ergin olduğu tarihe kadar, davalı kadın için ise ret kararının kesinleşme tarihine kadar geçerli olmak üzere uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
Eşler arasında paylaşmah mal ayrılığı akdi rejiminin kabul edildiğine ilişkin (T.M.K. md. 244) bir kanıt getirilemediğinden aile konutu ile ilgili tahsis isteminin reddinin gerekeceği-