Türk Medeni Kanunun 1012. maddesine göre, bir taşınmazın eklentilerinin malikin istemi üzerine kütükteki beyanlar sütununa yazılmasının mümkün olduğu- Önceki Medeni Kanundaki teferruat deyiminin karşılığı olarak yeni Medeni Kanunda kullanılan eklentiden maksadın; asıl şey malikinin anlaşılabilen arzusuna veya yerel adetlere göre işletilmesi, korunması veya yarar sağlaması için asıl şeye sürekli olarak özgülenen ve kullanımda birleştirme, takma veya başka bir biçimde asıl şeye bağlı kılınan taşınır mal olduğu- (Medeni Kanunun m.856) Türk Medeni Kanunu uyarınca beyanlar sütununda gösterilebilecek diğer hakların ise, yasanın 748. maddesinde sözü edilen geçit haklarından sürekli olanlar, 755. maddedeki toprağın iyileştirilmesi işlemi yapılmak üzere taşınmaz maliklerinin alacakları kararlar, 710. maddedeki yetkili makamlarca belirlenmiş taşınmazın heyelan bölgesinde kaldığına dair beyanlar olduğu-
Her beyanın tapu kütüğünün beyanlar sütununda gösterilemeyeceği, bunun için, Türk Medeni Kanunu'nda ya da özel kanunlarda bu konuda bir hükme yer verilmiş olması veya Tapu Sicil Tüzüğü'nde bir düzenleme yapılmış olması gerektiği-? Davacının, taşınmazdaki eski binayı yıkıp yerine 2 katlı yeni bina inşa ettiğini,ayrıca bina bitişiğine büyükbaş hayvan beslemek için besihane yaptığını, taşınmaza kavak ve muhtelif cins meyve ağaçları dikip yetiştirdiğini belirterek bu muhdesatların davacı tarafından yapıldığının ve yetiştirildiğinin tespitini ve taşınmazların beyanlar hanesine şerh verilmesine karar verilmesini istediği davada, istemin tapunun beyanlar sütununa tescile imkanı veren yasal düzenlemelerden hiçbirine uymadığı; mahkemece, tespit hükmü verilmekle yetinilmesi gerektiği-
Olay, tapunun beyanlar sütununa tescile imkanı veren yasal düzenlemelerden hiçbirine uymadığından, çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti ve tapunun beyanlar sütununa tescili isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespiti isteğini de kapsadığı ve bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda, muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespiti isteğinin kabulüne, muhdesatın mülkiyetinin aidiyeti ve tapunun beyanlar sütununa tescili isteğinin ise reddine karar verilmesi gerektiği-
Kadastro Müdürlüğü’nün 16.12.2009 tarihli karşılık yazısında dava konusu taşınmazın Tapulama Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca tapulama çalışmaları sırasında tespit dışı bırakıldığının bildirildiği, böyle bir yerin 766 sayılı Tapulama Kanunu ve 1987 yılında yürürlüğe giren 3402 sayılı Kadastro Kanunu hükümleriyle genel nitelikteki TMK.nun 710/1. maddesindeki koşulların gerçekleşmesi halinde kazanılmasının olanaklı olduğu, bir başka anlatımla 766 sayılı yasada kişiler lehine ihyadan söz edilmediği-