İşverenin işçiye gerek işçinin yaptığı iş, uzmanlığı, öğrenimi, kıdemi gibi objektif nedenlere; gerek çalışkanlık, yetenek, liyakat gibi sübjektif nedenlere dayanarak farklı çalışma koşulları yaratabileceği; davacının sürekli işçi kadrosuna alınması suretiyle, tüm yıl benzer işlerde çalıştırılıyor olması daha önceki çalışmalarının niteliğini değiştirmezse de, bu çalışmanın hukuken yok sayılmasının eşitlik ilkesine aykırılık sonucunu doğuracağı, kaldı ki; kadroya alınmadan önceki çalışma ile kadroya alınmadan sonraki çalışma arasında niteliksel bir fark yaratılması ya da kadroya alınmadan evvelki çalışma yok sayılarak davacı hakkında yeni işe girmiş gibi işlem yapılmasının kanuni bir dayanağının da bulunmadığı, öte yandan; ekonomik yönden işverene bağımlı olarak çalışan işçinin çalıştığı süre içinde dava açmamış olması olgusunun işçi aleyhine değerlendirilmesinin de mümkün olmadığı-
Yetki itirazının kabulü halinde, yetkili icra dairesine gelen icra dosyasının ilk takip dosyasının devamı olduğu ve zamanaşımının hesabında ilk takip tarihi nazara alınacağı- Yetkisiz icra dairesindeki borçlunun kabulü dışındaki hiçbir takip işlemi yetkili icra dairesince geçerli sayılamayacağı- Alacaklı taraf icra takip dosyasının yetkili icra dairesine intikalini sağladıktan sonra, borçluya yeni bir ödeme emri tebliğ ettirmeden, ortada mevcut ve geçerli bir icra takibi olmaması sebebiyle itirazın iptali davası koşulları oluşmadığından bu davanın dinlenemeyeceği-
Çalışırken yıllık izin talebinde bulunmasına rağmen izin kullandırılmadığını veya izin verilmesine rağmen ücretinin ödenmediğini iddia ve ispat edilmediğinden kullanılmayan izinlerin; dönem ücretleri üzerinden iki katı alınarak hesaplanmasının hatalı olduğu-
İşçinin sağlık nedenleriyle bekleme süresini aşan işe devamsızlığının bildirim süresine eklenecek altı haftayı aşması, işveren tarafından iş sözleşmesinin haklı nedenle derhal feshi için yeterli olup dolayısıyla 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince almış olduğu sağlık raporları nedeniyle derhal fesihlerde, işçiden savunma alınması gerekmediği-
İşçilik alacağı davasında, davacı işçinin 1999 yılında 11 ayın üstünde çalışması nedeniyle sadece bu yıl açısından, 2001 yılı ve sonrasında ise kadroya geçirilip sürekli çalıştığından bu tarihten emeklilik tarihine kadar olan süre için yıllık izin alacağının bulunup bulunmadığının değerlendirilip, 2000 yılı çalışmasının mevsimlik çalışma olduğundan hesaplama dışında bırakılması gerektiği- "M.lik statüde çalışan davacı işçinin 1999 yılındaki çalışmasının 11 ayın üzerine çıkması nedeniyle bu yıldan itibaren mevsimlik işçi statüsünün sona erdiği ve daimi işçi kadrosuna alınmadan önce mevsimlik işçi olarak geçen 2000 yılı için de davacının yıllık izne hak kazanacağı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Davacıların murisi olan müteveffa işçinin 02.02.2001 tarihi öncesinde işin mevsimlik iş olduğunun kabulü ile yılın bir bölümünde çalıştırıldığı, 02.02.2001 tarihinde daimi kadroya geçen işçinin o tarihten sonra Köy Hizmetleri Müdürlüğüne bağlı iş yerinde aralıksız çalıştığı, yapılan iş değişmeksizin kadroya alınması suretiyle tüm yılı kapsar şekilde sigorta primlerinin yatırılmaya devam edildiği, Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünün 5286 s. K. ile kapatılarak iş yerinin İl Özel idaresine devredildiği anlaşıldığından, müteveffa işçinin, sürekli işçi kadrosuna alınması suretiyle tüm yıl benzer işlerde çalıştırılıyor olması daha önceki çalışmalarının niteliğini değiştirmez ise de, bu çalışmanın hukuken yok sayılmasının eşitlik ilkesine aykırılık sonucunu doğuracağı- Kadroya alınmadan önceki çalışma ile kadroya alınmadan sonraki çalışma arasında niteliksel bir fark yaratılması ya da kadroya alınmadan evvelki çalışma yok sayılarak işçi hakkında yeni işe girmiş gibi işlem yapılmasının da kanuni bir dayanağının bulunmadığı- Ekonomik yönden işverene bağımlı olarak çalışan işçinin çalıştığı süre içinde dava açmamış olması olgusunun işçi aleyhine değerlendirilmesinin mümkün olmadığı- Mahkemece müteveffa işçinin kadroya geçirilmeden evvelki çalışmalarının çalışma süresine dâhil edilmesi suretiyle derece ve kademesinin belirlenerek fark alacaklarının hüküm altına alınmasının yerinde olduğu-
Davacının iş sözleşmesinin maden kazası sonucu yaşanan süreç ve bu durumun şirkete çok büyük ekonomik yük getirmesi gerekçesiyle feshedildiği ve davalının dayandığı sebebin geçerli sebep olduğu, davalının taraf olduğu toplu iş sözleşmesinin 55.maddesinde liyakat,kıdem sicil,başarı ve benzeri nedenler dikkate alınarak son giren ilk çıkar kuralı göz önünde bulundurularak toplu iş çıkarımının gerçekleştirileceğinin kararlaştırıldığı bahse konu maddenin ilk cümlesinin işten çıkarmada kriter bakımından gerek nicelik gerekse nitelik olarak işverene takdir yetkisi verdiği, davacı tarafından, işverenin toplu iş sözleşmesinin 55.maddesine aykırı olarak işçi çıkarımında bulunduğu, bu konuda sahip olduğu takdir yetkisini kötüye kullandığında iddia ve ispat edilemediği, öte yandan toplu işi çıkarma yönteminin geçerli sebeple veya feshin geçerliliği ile ilgili bir durum olmadığı, bu yönteme aykırı davranılmasının da feshi geçersiz kılmayacağı anlaşılmakla, somut olayda davalının yaptığı feshin geçerli sebeple yapıldığının kabul edilmesi gerektiği-
Yaklaşık ikibinaltıyüz işçinin iş sözleşmelerinin feshedildiği ve üçyüzyetmiş işçinin ise davalı şirkete ait ocağa nakledildiği anlaşılmış olup, mahkemece Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumuna Genel Müdürlüğüne 55. maddesine de aykırı davranıldığı gerekçesi belirtilmiş ise de, Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumuna Genel Müdürlüğüne 55. maddesinde “davalının fesihte kendisini kesin olarak bağladığı bir sosyal seçim kriteri” bulunmadığından söz konusu maddeye bakıldığında liyakat, kıdem ve sicil gibi hususların dikkate alınacağı belirtilerken yine fesihte son giren ilk çıkar kuralının da göz önünde bulundurulacağı belirtilmiş olduğundan Toplu iş sözleşmesinin 55. maddesine bakıldığında ilk cümlenin işten çıkarmada kriter olarak gerek nicelik olarak gerekse nitelik olarak işverene takdir yetkisi verdiği görülmekte olup, buna göre örneğin liyakatlı bir işçi kıdemi daha düşük olsa ve en son girse bile bu hükme göre toplu işçi çıkarımında işten çıkarılmayabileceğinden davacı tarafından işverenin toplu iş sözleşmesinin 55. maddesine aykırı olarak işçi çıkarımında bulunduğu, bu konuda sahip olduğu takdir yetkisini kötüye kullandığı da iddia ve ispat edilemediğinden davalının yaptığı feshin geçerli nedenle yapıldığı-
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorunda olduğu- Davalı şirket temyiz dilekçesinde mücbir sebebe dayanmış ise de, gerek fesih sebebinin değiştirilemeyeceği kuralı, gerekse somut olay özelinde bir mücbir sebepten bahsedilecekse bunun işçi açısından söz konusu olabileceği göz önünden bulundurularak davalının bu beyanına itibar edilmediği- Davacının iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshedilip feshedilmediği, fesih geçersiz ise davacının kime iade edileceği problemlerinin çözümü için davalılar arasında geçerli bir asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunmadığının belirlenmesi gerektiği- Mahkemece davalılar arasında geçerli bir asıl işveren-alt işveren ilişkisi olup olmadığının araştırılması ve sonucuna göre iş sözleşmesinin feshinde geçerli neden bulunup bulunmadığının ortaya konulması gerektiği-
Davalı işyerinde aşçı olarak çalışan davacının gerek hizmet döküm cetvelindeki çalışma süreleri, gerekse işe başlama ve ayrılış tarihlerinin farklılık göstermesi mevsimlik işçi statüsünde olmadığını gösterdiği- İş güvencesi kapsamında kalan bir işçi feshin geçerli nedenle yapılmadığını ileri sürmezse, fesih geçerli bir hal alacağından, artık kötü niyet tazminatı talep edemeyeceği- Davacının ücreti yıl içerisinde değişkenlik göstermesi karşısında, son bir yılda çalışılan dönem içinde ödenen ücretler toplamının aynı süre içinde çalışılan gün sayısına bölünmesi yoluyla, ortaya çıkan bedelin kıdem tazminat hesabında dikkate alınması gerektiği-