HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU > - Yazılı Yargılama Usulü > - Tahkikat ve Tahkikat Sırasındaki Özel Durumlar > - Davaların Birleştirilmesi ve Ayrılması > Madde 168 - Kanun yolları
Davacılar vekillerinin dilekçelerindeki vakıaların açıklanması gözetildiğinde, asıl davanın İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış olduğu anlaşıldığından, asıl dava yönünden İİK 277 vd.na göre tasarrufun iptali koşulları olup oluşmadığı belirlenmeksizin karar verilmesinin hatalı olduğu- Birleşen dava yönünden davacı vekillerinin özellikle temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri beyanlara göre birleşen davanın TBK 19 maddesine dayalı olarak açıldığının anlaşıldığı- Basit yargılama usulüne tabi tasarrufun iptali davasının, yazılı yargılama usulüne tabi TBK 19'a dayalı dava ile birlikte görülemeyeceği, birleşen dosyanın tefrik edilerek birleşen davanın TBK m. 19 koşulları kapsamında değerlendirilmesi gerektiği-
Asıl ve birleşen davalar ile karşı dava yönünden talepler, dava konusu edilen mallar, toplanan deliller, dosya kapsamında gelinen aşama birlikte değerlendirildiğinde tefrik kararı verilmesinde usule aykırı bir yön bulunmadığı- HMK. mad. 150/1 uyarınca verilen işlemden kaldırma kararının temyiz incelemesine tabi kararlardan olmadığı, karara yönelik itirazın asıl dava ve birleşen davanın tefriken gönderileceği mahkeme tarafından incelenmesi gerekeceği- Taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama ve son sözlerini söyleme hakkı vermeksizin karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Ara karar niteliğindeki kararların geri alınmasının her zaman mümkün olduğu- Aynı yer ve aynı düzeydeki mahkemeler arasında verilen birleştirme kararlarının temyiz edilemeyeceği-
HMK'nın 168. maddesi gereğince, aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde görülmekte olan davalar yönünden verilen birleştirme ve ayırma hususundaki ilk derece mahkemesi kararlarına karşı ancak hükümle birilikte temyize gidilebileceğinden, mahkemenin temyiz talebinin reddine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu-
HMK. mad. 168 gereğince, aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde görülmekte olan davalar yönünden verilen birleştirme ve ayırma hususundaki ilk derece mahkemesi kararlarına karşı ancak "hükümle birilikte" temyize gidilebileceği-
Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar HUMK'de temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı düzenlendiğinden HMK'de istinaf kanun yolunun HUMK'ya göre temyiz yolu olarak kabul edilmesi gerektiği- Aynı mahkemelerde görülmekte olan davalar yönünden verilen birleştirme ve ayırma kararlarına karşı ancak hükümle birlikte kanun yoluna gidilebileceğinden, bu aşamada birleştirme kararının tek başına temyizi mümkün bulunmadığı-