Ödünç sözleşmesinden kaynaklanan davada, dairenin kaldırma kararındaki usul eksikliklerinin tamamlandığı belirtildikten sonra önceki karar doğrultusunda karar verildiği şeklindeki gerekçeyle davanın kabulüne karar verildiği, oysaki ilk derece mahkemesinin önceki kararının, dairenin kaldırma kararı ile ortadan kalktığı, ortada olmayan bir gerekçeye atıf yapılarak karar verilmesinin anayasa ve kanun maddelerine açıkça aykırı olduğu- Dairenin kaldırma kararındaki usul eksikliklerini tamamlayan ilk derece mahkemesinin önceki kararı ile bağlı olmaksızın davacının tamamen ıslah ettiği davasındaki iddiaları ile davanın tamamen ıslahı üzerine davalı tarafça verilen cevap dilekçesindeki savunma ve def'ileri (zamanaşımı) hakkında dosyaya sunulan tüm delilleri de değerlendirilerek denetime elverişli uygun bir gerekçe yazmadığı, kararın bu haliyle gerekçesiz olduğu-
Davanın açılmasından sonra gerçekleşen vakıalar, ıslah yoluyla davaya dahil edilebilir mi?
Bir miktar para alacağının faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesinin talep edildiği kısmî davada, dava konusu miktarın kısmî ıslahla faiz talebi belirtilmeksizin arttırılması hâlinde, arttırılan miktar bakımından dava dilekçesindeki faiz talebine bağlı olarak faize hükmedileceği-
İtirazın iptali davası olarak açılmış yargılamanın safahatında davacı taraf davasını alacak davası olarak ıslah edilen davada, HMK 178“Islah eden taraf ıslah sebebiyle geçersiz hale gelen işlemler için yapılan yargılama gideri ile karşı tarafın uğradığı ve uğrayabileceği zararları karşılamak üzere hakimin takdir edeceği teminatı bir hafta içinde mahkeme veznesine yatırmak zorundadır.” ve 180 “Davasını tamamen ıslah ettiğini bildiren taraf bu bildirimden itibaren bir hafta içinde yeni bir dava dilekçesi vermek zorundadır. Aksi halde ıslah hakkını kullanılmış sayılır ve ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilir.” maddelerine uyularak işlem yapılması gerektiği-
İtirazın iptali davası olarak açılmış davanın, yargılamanın safahatında davacı tarafından alacak davası olarak ıslah edildiği, mahkemece davacının ıslah talebi üzerine HMK. 178 ve 180 maddeleri uyarınca işlem yapılmasının gerektiği-
İtirazın iptali davası, yargılamanın safahatında, alacak davası olarak ıslah edildiğinden, mahkemece HMK. mad. 178 ve 180 uyarınca işlem yapılması gerektiği-
Hile hukuksal nedenine dayalı davanın ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu- HMK. mad. 178 uyarınca, davalının zarar ve ziyanının karşılanması bakımından, mahkeme veznesine depo edilen bedel bakımından mahkemece hüküm kurulmamış olmasının bozma sebebi olduğu-
Islahtan önce yapılmış olup da ıslahtan sonra yapılacak işlemlerin giderleri, ıslah tarihine kadar yapılmış olan celselere ait harçlar ve avukatın emeğinin değersiz hale gelmesi sebebiyle bu miktara isabet eden kısmi vekalet ücretine karşılık gelen yargılama giderleri yönünden süre verilmesi, belirlenen yargılama giderlerinin yatırılmasının istenilmesi gerekirken, davada mahkum olmuş gibi belirlenen vekalet ücreti ve harcın yatırılmasının istenilmesi doğru olmadığı-
Islah teminatının yatırılmasının istenmesi mahkeme veya yargı yerine başvurma hakları üzerinde orantısız bir kısıtlama olduğundan ıslah teminatı ile ilgili adli yardım talebinin kabul edilemeyerek ıslah yapılmamış sayılıp, davanın sonuçlandırılmasının, yargıya erişim engellenerek Avurupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6 (1). fıkrasında ifadesini bulan adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde olduğu-
İtirazın iptali davasının ıslah edilerek alacak davası olarak devam edilmesi talep edildiğinde ıslah eden tarafın o tarihe kadar olan dava masrafıyla diğer taraf için takdir olunacak zarar ve ziyanı davada mahkum olmuş gibi derhal mahkeme veznesine vermeye mecbur olduğu, aksi halde ıslah yapılmamış sayılacağı, bu durumda davacı vekilinin ıslah niteliği taşımayan dilekçesine dayanılarak davanın alacak davası niteliğinde görülüp sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu-