Takibe konu gecikme faizi alacağı, kooperatif genel kurul kararlarına dayandığından ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan davacının takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı TBK’nun 120/2. maddesinde düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olup, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranının, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağı-
Davaya konu 2000 yılının Haziran ayı ile 2009 yılının Mart ayları dahil bu dönemdeki aidat borcu ve 2006 yılının Şubat ile K. ayı dahil bu dönemdeki şerefiye bedeli taksit alacakları, kooperatif genel kurul kararlarıyla belirlendiğinden ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan davacının takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı TBK’nun 120/2. maddesinde düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olup, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranının, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağı-
Mahkemece, tüm genel kurul tutanakları incelenerek, aidat miktarları ile gecikme halinde belirlenen gecikme faizi borcunun derdest dosyalara uygulanacağını belirten 6101 S.K'nun 7. maddesi atfıyla 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 Sayılı TBK'nun 120 maddesine uygun düşüp düşmediğini denetleyen bilirkişiden gerekçeli, açıklamalı ve denetime elverişli ek rapor alınarak oluşacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu olayda, davacıdan istenen aidat miktarı genel kurul kararları ile belirlendiğinden ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan davacı ortaktan aidat borcunu geç ödemesinden dolayı istenebilecek azami faiz oranı TBK'nun 120/2. maddesinde düzenlenmiş yılık temerrüt faiz oranı olup, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranının, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağı-
Vade farkı talep edilebilmesi için taraflar arasında vade farkı uygulanacağına dair bir sözleşme veya teamül bulunmadığı, taraflar arasında vade farkı uygulanacağına dair bir teamül veya sözleşme yok ise salt faturada vade farkı uygulanacağına dair ibarenin bulunması nedeniyle vade farkına hükmedilemeyeceği-
Kur farkı talep edilebilmesi için taraflar arasında kur farkı uygulanacağına dair bir sözleşme veya teamül bulunmadığı- Taraflar arasında kur farkı uygulanacağına dair bir teamül veya sözleşme yok ise salt faturada kur farkı uygulanacağına dair ibarenin bulunması nedeniyle kur farkına hükmedilemeyeceği-
Alıcının daha önceki faturalar için vade farklarını ödemesinin, taraflar arasında vade farkı konusunda bir teamül olduğunu göstereceği- Ayrıca alıcı vade farkı faturasını ticari defterlerine kaydetmekle de vade farkı ödemeyi kabul etmiş sayılacağı-
Taraflar arasındaki sözleşmede vade farkı ödeneceğine dair özel bir hüküm olmadığı, bu konuda bir teamül olduğunun da ispatlanamadığı, o hâlde vade farkı alacağı isteminin reddi gerektiği-
Taşıma sözleşmesinin kaza dolayısıyla yerine getirilmemesi halinde sözleşme ilişkisi o anda sona ereceğinden, taşıyıcının borcunun o andan itibaren tazminat borcuna dönüşeceği, böylece akdi ilişki sona erdiğinden ve derhal ödenmesi gereken tazminat borcunda gecikme olduğundan tazminat borcuna yürütülecek faizin kanuni faiz olmayıp temerrüt faizi olduğu, ayrıca taşıma işi ticari bir iş olduğundan alacaklının, faizi olay tarihinden itibaren, reeskont faiz oranına göre belirlenmesini isteyebileceği-
Temerrüdün edim yükümlerinin (asli ve yan edim) ifasındaki gecikmede söz konusu olacağı, buna karşılık yan (özen) yükümlerde temerrüdün söz konusu olmayacağı, zira yan yükümlerinin bağımsız varlığı bulunmadığı gibi dava yoluyla ifalarının talep edilmesinin de mümkün olmadığı, bunların ifalarında gecikmenin, temerrüde değil koşulları varsa tazminat talebine olanak vereceği-