Takibe dayanak çekte, lehtarın "......... Yapı Ltd. Şti." olduğu, bu şirketin cirosunun çizilerek iptal edildiği, dolayısı ile lehtarın mevcut bir cirosu bulunmadığından takip alacaklısının çekte yetkili hamil sayılamayacağı, o halde mahkemece, İİK'nun 170/a-2. maddesi gereğince borçlu yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Çekin bir takas odasına ibrazının, ödeme için ibraz yerine geçeceği- Takip alacaklısı bankanın ibraz işlemlerini muhatap banka adına vekaleten yaptığı görüldüğünden, takip alacaklısı banka aynı zamanda muhatap banka durumunda olmadığından ve çek adı geçen banka tarafından ibraz edildiğinden, takip yapan bankanın yetkili hamil olduğunun kabulü gerektiği- Mahkemece, borçlunun, "senedin keşide tarihi ve bedeli üzerinde tahrifat yapıldığı" yönündeki iddiasının HMK. mad. 266 uyarınca bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle incelenerek sonuca göre karar verilmesi gerekirken, "alacaklının yetkili hamil olmadığı" gerekçesiyle "takibin iptali"ne karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Hasımsız olarak kurulan "çekin iptaline" ilişkin hükmün davada taraf olmayan iyi niyetli üçüncü kişileri bağlamayacağı- Hamiline yazılı çeklerde takip alacaklısının ciro silsilesi içerisinde yer almaması halinde ve bankaya ibraz için ciro edenin de son hamil olduğunun belirlenmesi durumunda takip alacaklısının yetkili hamil olabilmesi için ibrazdan sonra adı geçene (temlik hükmünde de olsa) bir cironun varlığının zorunlu olduğu- İbrazdan sonra icra takibini yapan alacaklıya yapılmış ve alacağın temliki hükümlerini doğuracak bir ciro bulunmadığından, İİK. mad. 170 /a uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Çizilmiş ciroların yazılmamış hükmünde olduğu ve bir beyaz ciroyu diğer bir ciro takip ederse bu son ciroyu imzalayan kimsenin çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılacağı- Takip alacaklısı ile imza itirazı kabul edilen çek lehdarı şirket arasında doğrudan doğruya bir ilişki söz konusu olmadığından inkar edilen imzanın lehdara ait olup olmadığını bilebilecek durumda olmadığı, hal böyle olunca, mahkemece, alacaklının muteriz borçlu şirkete yönelik takibinde ağır kusur ve kötüniyetli olduğu iddia ve ispat edilmediği ve bu yönde bir delil ve belge sunulmadığı halde gerekçe ve nedenleri açıklanmadan çekin cirantası muteriz borçlu şirket lehine de olacak şekilde her iki borçluyu da kapsar biçimde tazminata ve para cezasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Takip alacaklısı banka aynı zamanda muhatap banka durumunda olmadığından ve çek adı geçen banka tarafından ibraz edildiğinden, çek yönünden takip yapan bankanın yetkili hamil olduğu, takibin iptali isteminin reddine karar verileceği-
Çizilmiş ciroların yazılmamış hükmünde olduğu-
Takip dayanağı çeke ilişkin olarak alacaklının yetkili hamil olduğu, çekin keşide tarihinde yapılan değişikliğin usulüne uygun olarak paraflanmış olduğu ve borçlunun itiraz dilekçesinde de açıkça keşide tarihinde yapılan bu değişikliğin keşideci tarafından yapıldığının belirtildiği, alacaklı ile borçlu arasında doğrudan doğruya bir ilişki bulunmadığı gibi çekin iktisap edilirken bile bile borçlunun zararına hareket edildiğine dair de bir iddia ve delil bulunmadığına göre, borçlunun usulünce ispat edilemeyen itiraz ve şikayetinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçlunun, alacaklının çekte cirosu bulunmadığından yetkili hamil olmadığını ileri sürerek takibin iptali isteminde bulunduğu, TTK.nun 790. maddesi gereğince geçerli bir ibraz bulunduğundan ve dolayısıyla yetkili hamil olduğundan alacaklı bankanın takip yapmasında yasaya aykırı bir yön olmadığı-
"Dava konusu çekin davalı tarafından faktoring sözleşmesi uyarınca dava dışı şirketten alındığı, çeke ilişkin fatura ve kayıtların mevcut olduğu, davalıdan ilk cirantanın imzasının sahteliğini bilebilcek durumda olmadığı, 6762 sayılı TTK'nın 704. maddesi gereğince davalının dava konusu çeki iktisabı sırasında ağır kusurlu yada kötüniyetli olduğu ispatlanamadığı" gerekçesiyle verilen "davanın reddine" dair kararda bir isabetsizlik bulunmadığı-
Davalı bankanın ödeme yükümlülüğünün doğması için çek asıllarının davacı yanca bankaya ibrazı gerektiği- Takas odaları aracılığıyla ibraz edilmiş çekler için belirlenen sorumluluk miktarı dahil kısmi ödeme yapılamayacağı- 3167 s. Yasa'nın değişik 6/4. maddesinde mevcut olmayan bir hüküm, 5941 sayılı Yasa'nın 8/4 maddesine konularak, kısmi ödeme yapılmayacağına ilişkin bu durumun muhatap bankanın sorumluluk tutarını ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağının düzenlendiği- Keşide ve takasa ibraz tarihleri itibariyle 5941 sayılı Kanun’un yürürlük dönemi içinde olduğu anlaşılan çekte, çek defterinin banka tarafından hangi Kanun döneminde müşterisine verildiği araştırıldıktan sonra, verilme tarihi dikkate alınarak karar verilmesi gerektiği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • kayıt gösteriliyor