Garanti sözleşmesinde kefalette olduğu gibi limit gösterme zorunluluğu bulunmamakta ise de, belirsizliğin garantisi olamayacağından, sözleşme düzenlenirken garanti eden kişinin, garanti ettiği edimin ne olduğunu bilmesi ya da bilebilecek durumda olması gerektiği, aksi halde sorumluluğunun bulunmayacağı–
İİK. 138/III uyarınca vekil vasıtasıyla yapılmış takiplerde vekalet ücreti miktarının alacaklı ile borçlu arasında yapılmış sözleşmeye bakılmaksızın icra müdürü tarafından Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesap edileceği–
Borçlunun -genel haciz yolu ile ilamsız takiplerde- ödeme emrine itiraz etmesi üzerine, önce icra mahkemesine başvurarak «itirazın kaldırılmasını» istemiş olan alacaklının, daha sonra bu talebinden vazgeçerek -ya da bu talebinin reddedilmesi üzerine- «itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde» mahkemeye başvurarak «itirazın iptali» davası açabileceği–
Ödeme emrine «veli», «vasi» veya «mirasçı» tarafından itiraz edilmiş olması halinde inkar tazminatına hükmedilebilmesi için bunların kötüniyetli olduklarının isbatı gerektiği–
Deliller toplanmadan önce mahkemece «davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına» veya davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olması halinde davacı yararına tam değil 1/2 oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği–