"İtirazın iptâli davası" devam ederken, davalı-borçlunun iflâsına karar verilmesi halinde; mahkemece "dava konusu alacağın iflâs masasına kesin olarak kayıt ve kabulünün yapılmış olduğu"nun saptanması halinde ‘konusu kalmayan davanın reddine’, "dava konusu alacağın masaya kayıt ve kabul talebinin reddedilmiş olduğu"nun saptanması halinde ise ‘husumetin iflâs idaresine yöneltilmesi sağlanarak, açılmış olan davaya «alacağın masaya kayıt ve kabulü davası» olarak devam edilmesi gerekeceği- Ayrıca, iflâs kararı ile, itirazın iptâli davasının dayandığı takip -İİK. 193 uyarınca- düşmüş olduğundan, ortada geçerli bir takip bulunmadığından, dava sonunda davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği ve davaya "itirazın iptâli davası" olarak devam edilemeyeceği–
Çeke dayalı icra takibinin semeresiz kalması halinde tahsilde tekerrüre meydan verilmemesi kaydıyla temel ilişkiye dayalı olarak icra takibi yapılabileceği–
Takip tarihinden önceki dönem için «işlemiş faiz» talep edilebilmesi için, borçlunun -BK. 101’e (şimdi; TBK. mad. 117) göre- temerrüde düşürülmesi gerekeceği, aksi taktirde alacaklının takip tarihinden itibaren gecikme (temerrüt faizi) isteyebileceği–
Kefil tarafından verilmiş olan ipoteğin kendi kefaletinin teminatı olarak mı yoksa asıl borçlunun kredi sözleşmesinden doğan borcunun teminatı olarak mı verildiğinin araştırılarak İİK. 45 uyarınca ipoteğin, kefaletin teminatı olarak verilmiş olduğunun anlaşılması halinde kefil hakkında öncelikle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılması gerekeceği–
İcra inkâr tazminatı, aleyhine icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırım olup keza alacağın likit ve belli olması gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya belirlemek için bütün unsurlar borçlu tarafından bilinmekte ise, likit ve muayyen olduğunun kabulü gerekeceği-
Zamanaşımına uğramış çekler yönünden kambiyo hukukuna dayalı haklar yitirilir ise de bu durumda hamilin aralarında temel ilişki varsa bu çeklere yazılı delil başlangıcı olarak dayanarak ve iddiasını her türlü delille kanıtlayarak dava açabileceği, arada temel ilişki bulunmaması halinde ise uyuşmazlığın TTK. 644 (şimdi; Yeni TTK. mad. 732) hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerekeceği–
Davacı tarafından, davalı şirketin keşide ettiği dava konusu çeklerin zayi edildiği iddiasıyla mahkemeden iptal kararı alıp, bu iptal kararına dayanarak alacağının tahsili için yaptığı icra takibine davalı tarafın itiraz etmesi üzerine itirazın iptali davası açabileceği–