Yabancı para alacağına dayalı takiplerde, borca itiraz üzerine açılan itirazın iptali davası sonucunda % 40 (şimdi; %20) tazminata yabancı para üzerinden değil takip konusu yabancı paranın takip tarihindeki -döviz satış kuruna göre- Türk parası karşılığı üzerinden hükmedilmesi gerekeceği–
Zamanaşımına uğramış bononun keşideci ile lehtar arasındaki ilişki yönünden yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu, temel ilişkiye dayanılarak alacak talep edilmesi halinde zamanaşımının da temel ilişkiye göre belirleneceği-
Taraflar arasında temerrüt faizi konusunda bir sözleşme bulunmayan durumlarda temerrüt faizinin 3095 sayılı Kanunda öngörülen orana göre temerrüt faizinin belirleneceği–
Davalı kefilin temerrüt tarihinin saptanması için, davacı banka tarafından kendisine hesap kat ihtarnamesinin tebliğ edilip edilmediğinin araştırılarak, tebliğ edilmişse tebliğ tarihine göre, tebliğ edilmemişse takip tarihinden itibaren temerrüdün başlayacağı–
İtirazın iptali ilamında yer alan «inkar tazminatı», «ilam harcı», «dava masrafları» ve «vekalet ücreti»nin, ilgili icra dosyasına itirazın iptaline ilişkin ilamın ibrazı suretiyle takip edilebileceği gibi, ayrı bir takip konusu da yapılabileceği–
Zamanaşımına uğramış çekler yönünden kambiyo hukukuna dayalı haklar yitirilir ise de bu durumda hamilin aralarında temel ilişki varsa bu çeklere yazılı delil başlangıcı olarak dayanarak ve iddiasını her türlü delille kanıtlayarak dava açabileceği, arada temel ilişki bulunmaması halinde ise uyuşmazlığın TTK. 644 (şimdi; Yeni TTK. mad. 732) hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerekeceği–
BK. 487/I uyarınca alacaklının asıl borçluya müracaat ve rehinleri paraya çevirmeden önce müteselsil kefil hakkında takipte bulunabileceği– (Not: TBK. mad. 586 gereğince, alacaklının doğrudan müteselsil kefile başvurması için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.)