Davalı vekilinin cevap dilekçesinde davacının elinde bulunduğunu ileri sürdüğü otomasyon sistemi ve malzeme bedellerinin davacı alacağı ile takas talebinde bulunduğu, TBK.'nun 139/1. maddesi hükmü nazara alındığında davacının bu talebinin değerlendirilmesi gerekeceği-
Bir çekin keşidecisi tarafından lehtar ya da hamilinden alınarak fiziken muhatap bankaya teslim edilmiş olmasının keşidecinin bu çeki lehtar veya hamilinden bedelini ödeyerek aldığını göstereceği-
Davalının, takip dayanağı olup mahkemeye ibraz edilen ve hükme esas alınan 8 adet bononun 3’ünde keşideci 5’inde avalist olduğu- Davalının ... olduğu bonolar 3 yıllık zamanaşımı dolunca kambiyo vasfını kaybetmiş olup, avalistin sorumluluğunun sona ermiş olduğu- Bu itibarla davalının avalist olduğu 5 adet bono nedeniyle avaliste karşı temel ilişkiye dayalı talepte bulunulması mümkün olmadığından, mahkemece sadece davalının keşideci olduğu 3 adet bono toplamı üzerinden davanın kabulüne, davalının avalist olduğu diğer 5 adet bono hakkında ise davanın reddine karar verilmesi gerekirken 8 adet bononun toplamı üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davalı kefil tarafından imzalanan sözleşmede kefilin sorumluluk miktarı belirtilmiş olup kefilin kefalet limitini artırıcı başka bir işlemi olmadığından, bilirkişice davalı kefilin sorumluluğu bu miktarla sınırlı tutularak hesaplama yapılması gerektiği- Genel kredi sözleşmesi ticari nitelikte olduğundan ve TTK 8/1 maddesine göre ticari işlerde faiz oranının sözleşme ile serbestçe belirlenebileceği-
Aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilen davalı, senet tutarı kadar alacağını ispatlayamadığı için; davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verildiği, davalı icra takibinde haksız ise de kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığı, dolayısıyla İİK'nun 67/2. maddesinde düzenlenen kötü niyet tazminatı şartları mevcut olmadığından davacı lehine kötü niyet tazminatı verilmesinin doğru olmayıp, davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddi gerektiği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde belirlenen 50.000,00 TL cezanın fahiş olup olmadığı, tenkisi gerekip gerekmediğinin değerlendirilmesi gerektiği- Borçlu takipteki işlemiş faize itirazında büyük oranda haklı bulunduğu gibi cezai şartın talep edilip edilemeyeceği, edilebilecekse miktarının ne olacağı ancak fesihte kimin kusurlu olduğuna dair bilirkişi incelemesi ve tenkis hususunda hakimin yapacağı değerlendirme sonucunda belirlenebilecek olduğundan, davalı itirazında tümden haksız olmadığı ve alacağın likit olduğundan söz edilemeyeceği ve bu durumda, itirazın iptali davasında icra inkâr tazminatına hükmedilme koşullarının oluşmadığı-
İtirazın iptali davası, menfi tespit davasından daha geniş talepli bir dava olduğu için aralarında derdestlik anlamında bir ilişkinin bulunmadığı, ancak; menfi tespit davası ile itirazın iptali davasında alacağın var olup olmadığı, yani aynı vakıa tartışılacağı için farklı sonuçlar çıkmaması amacıyla iki davanın birleştirilmesi, davaların birleştirilmesi mümkün olmazsa duruma göre davalardan birinin bekletici mesele yapılması gerektiği-