Ödemeye ilişkin savunmanın, def’i değil, «itiraz» olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece doğrudan doğruya gözetilmesi gerekeceği–
Zamanaşımına uğramış çekler yönünden kambiyo hukukuna dayalı haklar yitirilir ise de bu durumda hamilin aralarında temel ilişki varsa bu çeklere yazılı delil başlangıcı olarak dayanarak ve iddiasını her türlü delille kanıtlayarak dava açabileceği, arada temel ilişki bulunmaması halinde ise uyuşmazlığın TTK. 644 (şimdi; Yeni TTK. mad. 732) hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerekeceği–
İİK’nun 45. maddesinde «rehin tutarının borcu ödemeye yetişmemesi halinde alacaklının kalan alacağını iflas veya haciz yoluyla takip edebileceği»nin öngörülmüş olduğu–
Tacir olan borçlu bankanın, BK.'nun 21. maddesinde (şimdi; TBK. mad. 28) öngörülen «hiffet» veya «tecrübesizlik» hallerine dayanamazsa da, «müzayaka» halinden istifade etmek suretiyle meydana gelen edimler arasında açık bir nisbetsizlik bulunan hallerinde «talep edilen faiz oranının fahiş olduğunu» ileri sürerek akdi feshedebileceği–
Dava devam ederken taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen kişinin taraf ehliyetinin sona ereceği, bu nedenle davaya ölen tarafa karşı veya onun tarafından devam edilemeyeceği ancak yalnız ölen tarafı ilgilendirmeyen yani mirasçıları da ilgilendiren, mirasçıların malvarlığı haklarını etkileyen davaların tarafın ölümü ile konusuz kalmayacağı, bu davalara ölen tarafın mirasçılarına karşı devam edilebileceği–
Yüksek oranda faiz ödemeyi taahhüt ederek para toplamış olan bankanın, «sözleşmedeki ivazlar arasında açık bir dengesizlik bulunduğunu» ileri sürerek ve «aşırı oranda gecelik faiz uyguladığı dönemde bunun içerisinde bulunduğu koşullara göre muzayaka halinden kaynaklandığını» belirterek «gaibin» nedeniyle taahhüt ettiği yüksek oranda faizi ödemekten kaçınabileceği, davacı bankanın kayıtları üzerinden mahkemece ekonomist, bankaca ve borçlar hukuku konusunda uzman öğretim üyelerinden oluşacak bilirkişi kurulundan da rapor alınarak ulaşılacak sonuca göre mahkemece davacı bankanın istemi doğrultusunda karar verilebileceği–
Takibe konu edilen bono ve çeklerin, keşide tarihinden sonraki ödemelerin, kural olarak mevcut borcun tasfiyesine yönelik olduğunun kabulü gerekeceği, «bu ödemelerin takip konusu bono ve çeklere karşılık olmayıp, başka bir ticari ilişki sebebiyle yapıldığı» yolundaki savunmanın, davalı tarafça kanıtlanması gerekeceği–