Tacir olan borçlu bankanın, BK.'nun 21. maddesinde (şimdi; TBK. mad. 28) öngörülen «hiffet» veya «tecrübesizlik» hallerine dayanamazsa da, «müzayaka» halinden istifade etmek suretiyle meydana gelen edimler arasında açık bir nisbetsizlik bulunan hallerinde «talep edilen faiz oranının fahiş olduğunu» ileri sürerek akdi feshedebileceği–
Dava devam ederken taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen kişinin taraf ehliyetinin sona ereceği, bu nedenle davaya ölen tarafa karşı veya onun tarafından devam edilemeyeceği ancak yalnız ölen tarafı ilgilendirmeyen yani mirasçıları da ilgilendiren, mirasçıların malvarlığı haklarını etkileyen davaların tarafın ölümü ile konusuz kalmayacağı, bu davalara ölen tarafın mirasçılarına karşı devam edilebileceği–
İtirazın iptali davalarında tahsil kararı verilemeyeceği–
Yüksek oranda faiz ödemeyi taahhüt ederek para toplamış olan bankanın, «sözleşmedeki ivazlar arasında açık bir dengesizlik bulunduğunu» ileri sürerek ve «aşırı oranda gecelik faiz uyguladığı dönemde bunun içerisinde bulunduğu koşullara göre muzayaka halinden kaynaklandığını» belirterek «gaibin» nedeniyle taahhüt ettiği yüksek oranda faizi ödemekten kaçınabileceği, davacı bankanın kayıtları üzerinden mahkemece ekonomist, bankaca ve borçlar hukuku konusunda uzman öğretim üyelerinden oluşacak bilirkişi kurulundan da rapor alınarak ulaşılacak sonuca göre mahkemece davacı bankanın istemi doğrultusunda karar verilebileceği–
Takibe konu edilen bono ve çeklerin, keşide tarihinden sonraki ödemelerin, kural olarak mevcut borcun tasfiyesine yönelik olduğunun kabulü gerekeceği, «bu ödemelerin takip konusu bono ve çeklere karşılık olmayıp, başka bir ticari ilişki sebebiyle yapıldığı» yolundaki savunmanın, davalı tarafça kanıtlanması gerekeceği–
Kat mülkiyetine tabi bir binada bağımsız bölüm satın alan kişinin yönetim planının hükümlerini öğrenmiş sayılacağı, ortak gider ve avans borcunun yönetim planında belirlenen tarihte ödememesi halinde borcun muacceliyet kesbetmiş ve bununla birlikte temerrüdün de gerçekleşmiş olacağı, mahkemece davalı aleyhine gecikme tazminatına hükmedilmesi gerekeceği, davalı kat malikine bu konuda ayrıca ihtarname gönderilmiş olmasının durumu değiştirmeyeceği–
Hükmün verilmesinden sonra fakat temyiz edilmesinden önce davadan feragat edilmesi halinde feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi yetkisinin yerel mahkemeye ait olduğu-
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun taraf olduğu icra takipleri ile bu takiplerden doğan hukuk davalarında, bankanın harçlardan muaf olduğu–
Davacıların banka teminat mektubu için yapmış oldukları masrafın belirlenmesi yargılamayı gerektirmektedir. Bu nedenle dava konusu alacak likit olmayıp icra inkâr tazminatına hükmedilemeyeceği-