Tüketici kredisinden (ve banka kredi kartı kullanımından) kaynaklanan itirazın iptali davalarına tüketici mahkemesinde bakılacağı–
Davalı-borçlu aleyhine yaptığı icra takibinde alacağını «Türk Lirası» olarak istemiş olan davacının, seçimlik hakkını bu yönde kullandıktan sonra, «kur farkı» (munzam zarar) adı altında herhangi bir talepte bulunamayacağı–
İtirazın iptali davalarında «maktu» değil, «nisbi» avukatlık ücretine hükmedileceği–
Davanın tamamen ıslahı halinde, ıslah olunan davanın ilk dava gününde açılmış sayılacağı ve hak düşürücü sürenin de bu tarihte kesilmiş olacağı–
Takipten önce ipotek veren taşınmaz malikleri ve borçluya MK'nun 802 ( Yeni MK'nun 887 )uyarınca muacceliyet ihbarı yapmayan davacının itirazın iptali davasının reddinde bir isabetsizlik olmadığı-
İcra inkâr tazminatının amacı ve hukuki niteliği (Bu tazminatın, aleyhinde yapılan icra takibine itiraz edip onu durduran ve alacaklının alacağına kavuşmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırım olduğu)–
Kat Mülkiyeti Kanunu uyarınca gider ve avans payının tamamını gününde ödemeyen kat malikinin, ödemede geciktiği günler için aylık % 10 oranında gecikme tazminatı ödemek zorunda olduğu (kat malikinden, % 10’dan fazla gecikme tazminatı istenebilmesi için kat malikinin önceden bunu kabul etmiş olmasının zorunlu olduğu, çoğunlukla alınmış -borçlu kat malikinin katılmadığı- kat malikleri kurulu kararının yeterli olmadığı)–
Dava dilekçesinde hem «alacak» hem de «itirazın iptali» istenmiş olması halinde, mahkemece, davacıya açtığı davanın «alacak davası» mı «itirazın iptali davası» mı olduğu hususunun açıklattırılması gerekeceği, her iki istek hakkında yani «hem alacağın tahsiline, hem de itirazın iptaline» karar verilemeyeceği–
İtirazın iptali davasının; itirazın alacaklıya tebliği tarihinden itibaren bir yıl içinde açılmaması halinde “alacak davası” olarak görülmesi gerektiği-