Davalının şirket ortağı olduğu dönemde verdiği borç nedeniyle davalı şirketten alacaklı olduğunu ileri sürerek, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine ilişkin yapılan itirazın iptaline ilişkin davada; şirkete ailt mevduat hesapları, şirket kayıtları, alacağın gerçekliği araştırılarak karar verilmesi gerektiği-
Somut olayda, bu davanın davalısı sigorta ettiren hakkında düzenlenen alkolmetre cihazı ile yapılan alkol test raporu ile alkollü araç kullanıldığı belirlenen davalı aleyhine başlatılan takip, kötüniyetli bir takip değildir. Zira sigortacının bu rapora dayanarak ve alkolün olaya etkili olduğunu iddia ederek başlattığı takip, var olduğu düşünülen hakkın kullanılması olup, yargılama sonunda takibin haksızlığı belirlenmiş ise de, böyle bir takibin kötü niyete dayanmadığının kabulü gerekir. Bu durumda kötü niyet tazminatı isteminin, koşulları oluşmadığından reddi gerekirken, icra inkâr tazminatı koşulları ile karıştırılarak, yazılı gerekçe aksine hüküm tesisinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
BK.'nun 404 /son (şimdi TBK 520/III)dosya içindee maddesinin buyurucu nitelikte bulunduğu, tellallık sözleşmesinin yazılı şekilde yapılmasının geçerlilik ve sıhhat koşulu olduğu, dosya içinde bulunan sözleşme örneğinin gayrimenkul akdi olarak nitelendirilemeyeceği-
İtirazın iptali davasına bakma yetkisi takibin yapıldığı yer mahkemesine ait olduğundan, mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesinin zorunlu olacağı; mahkemenin bu inceleme sonucunda kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacağı, yine, mahkemenin açıklanan yönde yapacağı inceleme ve değerlendirme bakımından, kendi yetkisine yönelik bir itirazın bulunup bulunmamasının da önem taşımayacağı, kısaca, itirazın iptali davasını gören mahkemenin, kendi yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemek ve sonuçlandırmakla yükümlü olacağı-
İtirazın iptali davalarında yetkili mahkeme, takibin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yerdeki mahkemedir. Bu nevi davaların dinlenebilme koşulu ise; mahkemenin bulunduğu yerdeki icra dairesinde usulüne uygun takip yapılmış olmasıdır. Somut olayda, mahkemenin bulunduğu yerdeki icra dairesinde yapılmış bir icra takibi bulunmamaktadır. Bu durumda davanın reddi gerekeceği-
Davacının alacağını teslim tarihi itibariyle "TL" ye çevirdiği ve artık kur farkı talep edemeyeceği gözetilmeden kur farkı talebinin kabulünün doğru görülmediği-
Tüketici kredisinden (ve banka kredi kartı kullanımından) kaynaklanan itirazın iptali davalarına tüketici mahkemesinde bakılacağı–
Davalı-borçlu aleyhine yaptığı icra takibinde alacağını «Türk Lirası» olarak istemiş olan davacının, seçimlik hakkını bu yönde kullandıktan sonra, «kur farkı» (munzam zarar) adı altında herhangi bir talepte bulunamayacağı–
İtirazın iptali davalarında «maktu» değil, «nisbi» avukatlık ücretine hükmedileceği–
Davanın tamamen ıslahı halinde, ıslah olunan davanın ilk dava gününde açılmış sayılacağı ve hak düşürücü sürenin de bu tarihte kesilmiş olacağı–