Davacı şirket ile davalı şirket tacir olup taraflar arasında düzenlenen abone sözleşmesi davalının ticari işletmesiyle ilgilidir. Bu durumda uyuşmazlığın genel mahkemelerde çözülmesi gerekir-
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili için açılan ilk davada saklı tutulan hak nedeniyle, yargılama yapılmadan girişilen ilamsız icra takibi sırasında yapılan itirazın iptali, takibin devamı ve %40 icra inkâr tazminatıyla birlikte alacağın tahsili istemine ilişkindir. İlamsız takip yoluyla takibe konulan alacak likit olmayıp yargılamayı gerektireceğinden, icra inkâr tazminatına hükmedilemeyeceği-
Dava konusu çek süresinde takibe konulmadığından kambiyo hukukundan kaynaklanan haklar kullanılamaz. Ancak davacının TTK.’ nun 730. maddesi yollaması ile çeklerde de uygulanması gereken aynı yasanın 644. maddesinde öngörülen sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde keşideciye başvurabileceği düşünülüp, uyuşmazlığın bu yönden değerlendirilip sonuçlandırılması gerekir. Mahkemece bu yönün gözden kaçırılarak, yazılı gerekçe ile “davanın reddi”nin hükmün bozulmasına neden olacağı-
Takip tarihinde henüz kesinleşmeyen davada alınan bilirkişi raporundaki miktarlar takibe konu yapılmış olup, buna göre itiraz tarihinde alacağın “likit” olduğundan söz edilemez. Böyle olunca davacının icra inkâr tazminatına yönelik isteminin reddi gerekeceği-
İpotekli taşınmazın maliki borçtan şahsen sorumlu değilse, alacaklının ödeme isteminin etkili olması, bu istemin hem borçluya hem kendisine karşı yapılmış olmasına bağlı olup, bu durumda davalılara MK. 887 uyarınca gönderilen muacceliyete ilişkin ihtarnamenin davalılara tebliğ edilip edilmediği araştırılarak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacı bankanın kendisine tebliğ olunan birinci haciz ihbarnamesine itiraz etmeden ödemede bulunduğu ve “takip alacaklısına müracaat hakkı olmadığı”ndan davanın reddedilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Fatura karşılığı alınan akaryakıt bedeli borcu, baştan bilinebilir nitelikte borçtur. Bu nedenle icra inkâr tazminatına hükmetmek gerekeceği-
Davalılar, yargılama sırasında takibe itirazdan vazgeçtiklerine göre, haksızlıklarını kabul etmiş olduklarından, takip talebindeki miktar üzerinden tazminata hükmedilmesi gerekirken, bilirkişi raporu doğrultusunda belirlenen tazminata hükmedilmesinin, hükmün bu nedenle bozulmasını gerektireceği-
Mahkemece davalının murisi aleyhine girişilen ve sonradan birleştirilen icra takip tarihlerinde aleyhine takip yapılanın takip tarihinden önce öldüğü, mirasçıları aleyhine devam edilen takibin geçersiz bulunduğu ve davalı hakkında geçerli bir takibin olmadığı gerekçeleri ile itirazın iptali davasının reddine karar vermesinin isabetli olduğu-
Davacı, kira sözleşmesini ‘’kiralayan’’ sıfatı ile imzaladığına göre, sözleşmeden doğan bütün haklara(kiralananın hor kullanılması nedeniyle doğan zararın tazminini isteme hakkına da) sahiptir. Davalının, sözleşmeden kaynaklanan kira borcundan kurtulabilmesi için ise, kiralanana ait anahtarın kiralayana teslim edildiğinin ispatının gerekeceği-