Adli Tıp Kurumu raporuna göre; davalının maliki olduğu araç sürücüsü dava dışı kişinin, lastiğin patlaması nedeniyle, aracın kontrolünü kaybetmesi neticesinde kazanın meydana geldiğinin görüldüğü, o halde, mahkemece, dava konusu aracın periyodik bakım ve tamirlerine ilişkin tüm belgelerin gerekirse taraflardan da sorularak bulunduğu yerlerden getirtilmesinden sonra, dosyanın İTÜ ya da Karayolları Genel Müdürlüğü gibi kuruluşlardan seçilecek bilirkişi heyetine tevdii ile kaza tespit tutanağı, Adli Tıp Kurumu raporunun da irdelendiği, aracın işletilmesiyle ilgili olarak davalının ve dava dışı sürücünün bakımsızlıktan (teknik arızadan) kaynaklanan öngörülebilir işletme kusurunun bulunup bulunmadığı, işletme kusuru varsa bu olgunun kazaya etkisi, dolayısıyla, olaydaki kusur oranlarının belirlenmesi yönünden ayrıntılı ve gerekçeli, denetime açık şekilde rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekeceği-
5957 sayılı Kanun'un 10/5. maddesine göre; değeri elli bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda hal hakem heyeti kararlarına karşı yapılacak itirazı inceleme görevinin, hal hakem heyetinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesine ait olduğu, görev kurallarının, kamu düzenine ilişkin olup taraflarca ileri sürülmese bile mahkemece kendiliğinden (re'sen) göz önüne alınması gerekeceği-
Mahkemece, dosyanın, içinde inşaat mühendisinin de bulunduğu oluşturulacak yeni bir uzman bilirkişi kuruluna tevdii edilerek, dosyaya kazandırılan sözleşmeler de değerlendirilmek sureti ile tarafların meydana gelen hasardan sorumluluk oranlarının ne olacağı hususunda tüm dosya kapsamı ve raporlar da birlikte irdelenmek suretiyle, sigortalı işyerinde meydana gelen hasardaki kusur dağılımının tespiti için duraksamaya yer vermeyecek şekilde yeni rapor alınması ve dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilip varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
3533 sayılı Umumi Mülhak ve Hususi Bütçelerle İdare Edilen Daireler ve Belediyelerle Sermayesinin Tamamı Devlete veya Belediye veya Hususi İdarelere Ait Daire ve Müesseseler Arasındaki İhtilafların Tahkim Yolu ile Halli Hakkındaki Kanun'un 1. maddesine göre genel, katma ve özel bütçelerle yönetilen daireler ve belediyelerle sermayesinin tamamı devlete veya belediyelere yahut özel idarelere ait olan daire ve müesseseler arasında çıkan uyuşmazlıklardan, adli yargının görevi içinde bulunanlar o kanunda yazılı tahkim usulüne göre çözümleneceği, tarafların sıfatı gereği aralarındaki uyuşmazlığın tahkim usulüne göre çözümlenmesi gerektiği gözetilerek sözü edilen Kanun’daki düzenleme uyarınca dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Trafik kazası nedeni ile cismani zarara dayalı tazminat istemi-
Mahkemece ispat yükünün davacıda olduğu kabul edilerek davacı tarafın iddiasını ispat edemediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de davalı tarafça dosyaya sunulan karşı cevap dilekçesinde özetle, söz konusu çekin hatır çeki olarak davacı tarafından kendilerine verildiği, bu çekin bankaya ibraz edildiği ve bilahare alınan kredileri davacı tarafa ödedikleri, kredi ödemelerinin zamanı geldiğinde ise yine davacı tarafından kendilerine verilen paralarla bankaya ödeme yapıldığı savunulduğundan davalı tarafın bu savunmasını ispatla yükümlü olduğu-
Mahkemece taraflar arasında uzun süreli ve 3. kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesinin bulunup bulunmadığı, aracın fiilen teslim edilip edilmediği, ekonomik yararlanmanın kime ait olduğu, kira sözleşmesi ve kira bedelinin Maliye ve vergi dairelerine bildirilip bildirilmediği, gerektiğinde işleten ve kiracının ticari defter ve kayıtları üzerinde konusunda uzman bir bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle, kira sözleşmesinin fatura, ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, sözleşmenin feshedilmesine rağmen teslim edilip edilmediği, davalının işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususları tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği- Mahkemece; aktüerya bilirkişiden hesap raporu alınmadan, hukukçu bilirkişinin bulunduğu heyetten alınan raporda davacı tarafından yapılan ödeme aynen benimsenerek icra dosyasındaki kapak hesabı dikkate alınmak suretiyle karar verildiği, eksik inceleme ile hüküm kurulamayacağı, mahkemece, aktüerya bilirkişiden alınacak raporla zararın belirlenmek suretiyle esasa yönelik inceleme ve değerlendirme yaparak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Bahsi geçen davalı şirket tarafından güvensizlik tespit bedeli istemine ilişkin tesis edilen idari işlemin iptali istemli idare mahkemesi kararının iş bu davada etkili olacağı dikkate alındığında dosyanın sonucu ve kararın kesinleşmesi beklenmek suretiyle ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Kooperatif ile ortağı arasındaki davaların, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 99. maddesinin 1. fıkrasının “Bu kanunda düzenlenen hususlardan doğan hukuk davaları, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılır” hükmü gereğince Ticaret Mahkemesinde görüleceği, bu davalar, 6100 Sayılı HMK’nın yürürlük tarihinden önce yürürlükte olan 1086 sayılı HUMK'nın ve 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre "Mutlak ticari dava" niteliğinde olmayıp, alacağın miktarına göre Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Sulh Hukuk Mahkemesinde de görüleceği-
Alacağın doğmasına sebep olan ve kazada hayatını kaybeden kusurlu araç sürücüsünün eşi ve çocuklarının, zarar gören 3. kişi sıfatıyla tazminat alacaklısı olmakla birlikte aynı zamanda müteveffanın mirasçısı sıfatıyla zarar nedeniyle borçlu oldukları, dolayısıyla araç sürücüsünün tam kusuru ile sebebiyet verdiği her türlü zararı ödemek durumunda kalan araç sürücüsünün eşine ve çocuklarına ödemek zorunda kaldığı tazminatı, davalıların araç sürücüsünün mirasçıları olması nedeniyle davalıdan isteyebilecekleri, bu halde davalılar yönünden de davacının rücu haklarının bulunduğu talebin kabulü gerekeceği-