Yargıtay’ın bozma kararından sonra ilk hüküm geçerliliğini yitireceğinden, ona atıf sureti ile yeni hüküm tesis edilemeyeceği-
Temyiz(kesinlik) sınırının belirlenmesinde, temyiz isteminin ilişkin bulunduğu yerel mahkeme kararının verildiği tarihteki yasa hükmünün esas alınması gerekeceği-
Kural olarak tek takip sebebiyle birden fazla kötü niyet tazminatına hükmedilemeyeceği; davalının yaptığı icra takibi sebebiyle hem icra mahkemesinde, hem de bu mahkemede iki kez tazminata mahkum edilmesinin hakkaniyete ve İİK. 72.'nin amacına aykırı olduğu-
Takibinde asıl alacak ile birlikte işlemiş faiz de talep etmiş davacı-alacaklının, davalı borçlunun takipten önce BK’nun 101. (şimdi, 117.) maddesi gereğince temerrüde düşürüldüğünü kanıtlayamamış olduğundan, davalının takiple temerrüde düştüğü kabul edilerek, işlemiş faiz talebinin reddi gerekeceği-
Davacı alacaklının takip dayanağı yapabileceği güçteki belgeye takipte dayanmayıp takip borçlusu ile ilgisi olmayan belgelere dayanıp, itirazın iptali davasında ise davalının imzasının bulunduğu bonoya dayanması hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğurur. Bu durumda mahkemece İİK.’ nun 67/2. maddesi uyarınca takibinde haksız ve kötüniyetli olan alacaklı davacı aleyhine tazminata karar verilmesi gerekeceği-
“Tüketici”; bir mal veya hizmeti ticari ve mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek veya tüzel kişiler olup, takip dayanağı ‘Kooperatif Kredileri Sözleşmesi’ olup, söz konusu kredinin kullanılabilmesi, kredi borçlusunun esnaf ve sanatkârlar kooperatifi üyesi olması dolayısı ile esnaf sıfatını taşımasına koşuluna bağlı olarak verildiğinden ve bu kredi, esnafın özel hayatı ile ilişkili de olmadığından “tüketici” sıfatını taşımayacağı ve uyuşmazlığın genel mahkemelerde görülmesi gerekeceği-
Satış akdinden kaynaklanan faturaya dayalı alacak likit nitelikte olduğundan, mahkemece İİK.’ nun 67/2. maddesi uyarınca davacı lehine kabul edilen kısım üzerinden icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Davacı itirazın iptali ile birlikte inkâr tazminatına da hükmedilmesini istemiştir. İcra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Burada borçlunun kötüniyetli itiraz etmiş olması yasal koşullardan olmayıp, inkâr tazminatı, aleyhine yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip durduran ve işin itirazla çabuk bitirilmesini engelleyen borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı; alacağın likit olması gerekeceği, borçlu yalnız başına ne kadar borcu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit olduğundan bahsedilebilir olup, alacağın muhakkak bir belgeye dayalı olması da şart değildir. Bu yasal kuralların ışığında mahkemece “davacının inkâr tazminatı isteminin kabulü” gerekirken, reddine karar verilmesinin bozmayı gerektireceği-
İİK’ nun 67/2 maddesine göre, icra- inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının icra hakimliğine başvurmadan, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşuldur. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşullardan değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhinde icra takibine itiraz edilerek işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka; alacağın likit ve belli olması gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli,sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise, başka bir ifade ile borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olmasının da şart olmadığı-
Davalı borçlu, aleyhindeki icra takibinde hem borca hem de icra dairesinin yetkisine itiraz etmekle, itirazın iptali davalarında “yetkili icra dairesinde takip yapılması” dava şartlarından olup, bu durumda mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı sonuçlandırıp, oluşacak duruma göre diğer talepleri inceleme konusu yapması gerekeceği-