Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında; takip ve davanın doğru yerde açılmış, davacının davalıdan alacaklı olduğu fakat taraflar arasında vade farkına ilişkin bir anlaşmanın bulunmadığı, bu nedenle davacının talebinin haksız olduğu ve davalının takip tarihi itibarıyla temerrüde düştüğü gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacı yan yararına %20 oranında tazminata karar vermiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Taraflar arasında ki ’itirazın iptali’ davasında; davalı yan, taraflar arasındaki akdi ilişkiyi inkâr etmemesine rağmen, yetki itirazı ile birlikte, borçlu olmadıklarını ileri sürmekte ve mahkemece bu yetki itirazı kabul görmüşse de, yetki kamu düzenine ilişkin olmayıp, taraflar arasında akdi ilişkinin varlığı ve davanın para alacağının tahsili istemine ilişkin olmakla, davacı muamele merkezinin bulunduğu yerde dava açabileceğinden, mahkeme kararının bozulması gerekeceği-
Alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmadığı bir evrede, borçlunun itiraza konu borcu kısmen veya tamamen ödemesinin mümkün olduğu ve bunu engelleyen herhangi bir yasa hükmünün olmadığı; borçlu, itirazın iptali davası açılmamış iken itirazına konu borcu tamamen öderse, alacaklının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararının bulunmayacağı-
Takip dayanağı banka dekontları, alacaklının, borçlu şirketin kredisi sözleşmesinin kefili olarak muhtelif tarihlerdeki ödemelerine ilişkindir. Takibin, alacaklının kefil olarak ödemek zorunda olduğu bu ödemeleri borçlu şirketten geri alma amacı ile yapıldığı ve banka dekontlarının, İİK. nun 68/1 maddesinde yazılı borç ikrarını havi belgelerden sayılmayacağı-
Davalı borçlu, aleyhindeki icra takibinde hem borca hem de icra dairesinin yetkisine itiraz etmekle, itirazın iptali davalarında yetkili icra dairesinde takip yapılması dava şartlarından olup, bu durumda mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı sonuçlandırıp oluşacak duruma göre, diğer talepleri inceleme konusu yapması gerekeceği-
Davacı şirket tarafından, davalı belediyece tesis edilmiş bir işlemin iptali ya da böyle bir işlemden dolayı yoksun kalınan maddi hakların tazmini istemiyle bir tam yargı davası açılmamış olması ve idarece alacağın miktarı yönünden itirazda bulunulmaması karşısında, İİK.’nun 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olacağı-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında; dava, takip yapılan icra dairesinin yetkisiz olması nedeni ile reddedildiğine göre, davalı yararına maktu ücreti geçmemek üzere nispi vekâlet ücreti takdiri gerekeceği-
Dava sonlandırıldığında; kabul ve ret miktarlarına göre, kendilerini vekille temsil eden davalı ve davacı yan yönünden vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Dava konusu çekler zaman aşımına uğradığından, bu çeklerin yazılı delil başlangıcı oldukları gözetilerek, davacıya temel ilişkiden kaynaklanan alacağını ispat etmesi için tanık dâhil tüm delillerini ibraz olanağı sağlanarak, oluşan duruma göre karar verilmesi gerekeceği-
Dava kaçak elektrik kullanımı üzerine girişilen icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece istem kısmen kabul edilmişse de; ilamsız icra takibine konu kaçak elektrik kullanımından kaynaklanan tazminat tutarı, davacı kurum tarafından düzenlenen Elektrik Tarifeleri Yönetmeliğinde yazılı usullere göre belirlenmiş olup bu hesaplama şeklinde aboneler için uygulanan yöntemden farklı ve cezalı bir hesaplama tarzı benimsenmiştir. Bu tarz yöntemiyle hesaplanan kaçak elektrik kullanımından kaynaklanan elektrik bedeli yanında, 6183 sayıl Yasada öngörülen oranlarda gecikme zammı hesabı yapılarak bunun da tazminat miktarına ve bu yolla KDV matrahına dâhil edilmiş olması doğru değildir. Öte yandan uyuşmazlık haksız eylemden kaynaklandığından asıl alacağa takip tarihinden yasal faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekeceği-