İlamsız icra takibine konu kaçak elektrik kullanımından kaynaklanan tazminat miktarı, davacı Kurum tarafından düzenlenen Kaçak Elektrik Tarifesinde yazılı usullere göre belirlenmiş olup, bu hesaplama şeklinde aboneler için uygulanan yöntemden farklı ve cezalı bir hesaplama tarzı benimsenmiştir. Bu hali ile zararın miktarı başlangıçta belirli olmayıp, çözümü yargılamayı gerektirdiğinden, İİK.’nun 67/2. maddesinde belirlenen icra inkâr tazminatına hükmedilmesinin yerinde olmayacağı-
İcra takibinde yetki itirazında bulunulmamış olması, sonradan açılan itirazın iptali davasında yetki itirazında bulunmayı engellemeyeceği-
İİK. nun 67/2. maddesi gereğince hükmedilecek icra inkâr tazminatının “yabancı paranın dava tarihinde Türk Lirası karşılığı” olması gerekirken, yabancı para cinsinden icra inkâr tazminatına karar verilmesinin bozmayı gerektireceği-
Davalı hakkındaki dava kısmen reddedildiğine göre, reddedilen bölüm üzerinden davalı yararına nisbi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Davacı banka olup, kredi kartından doğan uyuşmazlıkların genel mahkemelerde sonuçlandırılması gerekeceği-
Davanın genel mahkemelerde sonuçlandırılması durumunda “harç” alınması gerekeceği-
Davaya konu alacağın dayanağı olan fatura ve sevk irsaliyesinde davalı şirket çalışanının imzasının bulunduğu çekişmesiz olduğuna göre, “malın teslim edilmediğini” savunan davalının bu savını kanıtlamakla yükümlü olacağı-
Asıl dava, İİK.’nun 67 maddesine dayalı itirazın iptali davası olup, karşılık dava ise alacak istemine ilişkindir. Karşı dava yönünden de deliller toplanıp birlikte değerlendirilmek sureti ile sonuca gitmek gerekeceği-
Başlatılan icra takibinde; takip çıkış değerine göre görevli mahkemenin belirlenecek olup, faiz, icra masrafı ve giderlerinin görev tayininde dikkate alınmayacağı-
Davacı defterinde “davalıya borçlu olduğu”nun gözükmesi karşısında, mahkemenin davayı kabul ederek inkâr tazminatına hükmetmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmayacağı-