Dava konusu kredi sözleşmesi ile alınan araç ticari araç olup, davanın genel mahkemelerde görülmesi gerekeceği-
Davacı yetkili olmayan icra dairesinde takip yapmakla bu konuda tercih hakkı davalıya geçeceğinden ve davalı doğru icra dairesini gösterdiğinden davacının itirazın iptali davasını, doğru icra dairesinde başlatmadığından, reddine karar verilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmayacağı-
Davacı bilirkişi raporunda ödendiği belirtilen faturanın ödenmediğini, hesap ekstresinde hata yapılarak ödendi gibi gösterilmiş ise de, sonradan bu hatanın düzeltilip yine hesap ekstresinde 49 iptal kodu ile iptal edilmiş olduğunu belirterek bilirkişi raporuna itiraz etmiştir. Davacı idarenin cevabi yazısında da iptalle ilgili açıklamalarda bulunduğu görülmekle, mahkemece davacının bu yöne ilişkin itirazları incelenip bilirkişiden yeni bir ek rapor alınarak oluşacak duruma göre karar gerekeceği-
Mahkemece davaya konu takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı, yetkili icra dairesinin davalı ikametgâhı veya akdin ifa yeri olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermesinde yasaya aykırı yön bulunmayacağı-
Davacı, yargılama sırasında “asıl alacaklarını tahsil ettiklerini, ancak icra takibine, takip masrafları ve icra vekâlet ücreti yönünden devam ettiklerini” bildirmiş olduğundan, mahkemece, icra takibinden sonra ödendiği uyuşmazlık konusu olmayan asıl alacak dışındaki davacı talepleri yönünden inceleme yapılarak, sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, “alacağın ödendiği”nden bahisle, diğer talepler konusunda karar alınmamasının bozmayı gerektireceği-
Taraflar arasında imzalanan kredi kartı üyelik sözleşmesinde “kart sahibinin kartın kaybolduğunu veya çalındığını bankaya hemen bildirmiş olsa dahi kartın numarası yurtiçi veya yurt dışı yasaklanmış kart listesine girinceye kadar üçüncü kişiler tarafından yapılacak harcamalardan sorumlu olacağı” belirtilmiştir. Hal böyle olunca mahkemece 5464 sayılı Kanunun hükümleri ile taraflar arasında imzalanan sözleşmenin ilgili maddesi incelenip değerlendirilerek karar verilmesi gerekeceği-
Yerel mahkeme kararı, “alacaklının takip talepnamesindeki talebi doğrultusunda, icra takibinin sadece asıl alacağa takip tarihinden itibaren faiz yürütülmek suretiyle devamını sağlayacak” nitelikte olup, bu nedenle onanması gerekeceği-
Mahkemece mahallinde keşif yapılarak, dava konusu klimaların otelde takılı olduğunun görülmesi üzerine, davanın kabulüne karar verilmişse de, keşifte saptanan klimaların davalı ile dava dışı firma arasındaki sözleşmede belirtilen klimalar mı, yoksa o sözleşme dışında kalan başka klimalar mı olduğu araştırılmamıştır. Bu durumda mahkemece belirtilen eksik araştırmanın tamamlanarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekeceğinden, mahkeme hükmünün bozulması gerekmiştir-
Taraflar arasında düzenlenen Akaryakıt Satış Sözleşmesi’nde kararlaştırılan temerrüt faizinin, fatura tarihi tarihinden itibaren başlayacağı belirtilmiş ise de, fatura tarihi önceden belli olmadığından anılan sözleşme hükmü BK.’ nun 101. maddesi anlamında borcun ifa edileceği günün, taraflarca müttefikan kararlaştırıldığı biçiminde yorumlanamaz. Takipten önce ihtar da gönderilmediğine göre, temerrüt tarihi olarak takip tarihinin esas alınması gerektiği düşünülmeden mahkemece, fatura tarihinden itibaren faiz hesabı yapan bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-