Akdi ilişkinin varlığını ispat için davacı yanca, davalıya teklif olunan yemin davalı yanca kabul edilerek eda edilmiştir. Davalı yemininde “malın bir kısmını aldığını ve ayıplı olduğunu” bildirmiştir. Bu durumda akdi ilişki kabul olunduğundan, davacının BK. nun 73. ve HUMK. nun 10. maddesi uyarınca kendi ikametgâhında takip başlatma hakkı olacağı-
Bayilik sözleşmesi gereği verilen ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan ilamsız takibe karşı asıl borçlu ile ipotek verenin itirazının iptali istemli davada; ipotekli taşınmazın maliki borçtan şahsen sorumlu değilse, alacaklının ödeme isteminin ona karşı etkili olması, bu istemin hem borçluya hem kendisine karşı yapılmış olmasına bağlıysa da, bu konuda bir şekil şartı öngörülmediğinden, dosya içerisinde bulunun icra dosyası incelenerek, ipotek borçlusuna gönderilen icra emri bulunup bulunmadığı araştırılarak, M.Knun 887. maddesi hükmünün gerçekleşip gerçekleşmediğinin saptanarak bir karar verilmesi gerekirken, bu araştırma yapılmadan “istemin reddi”nin bozmayı gerektireceği-
Davacı delil listesinde’’her türlü kanuni vesaire delil’’ demek sureti ile yemin deliline de dayanmıştır. Yemin, iddia ve savunmasını diğer delillerle kanıtlayamayan tarafın en son başvurabileceği bir ispat vasıtasıdır. Bu durumda mahkemece, delileri arasında ‘’yemin’’ delili bulunan davacı tarafa yemin teklif hakkı hatırlatılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İİK. nun 67 maddesi uyarınca davalının itirazında haksız çıkması halinde davacı yararına davalının itirazında haksızlığına karar verilen miktar üzerinden icra inkâr tazminatına hükmedilmesi-
İcra takibi,ihtiyati haciz kararı ile başlatılmıştır. Bu durumda,ihtiyati haciz kararı veren mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinde takip yapılabileceğinden "görevsizlik kararırı"nın yerinde olmayacağı-
Kısa ve gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulmuştur. Bu çelişkinin giderilmesi için yeni bir karar oluşturulması gerekeceği-
Tarafların tacir olmaları halinde, dayanan yararına delil olabilmeleri için defterlerin tasdikli, defter kayıtlarının dayanağının mevcut olması gerekeceği, bu vasfı taşımayan defter kayıtlarının tacir yararına delil oluşturmayacağından, mahkemenin tarafların ticari defterlerini incelettirmeden kuracağı kararın bozulması gerekeceği-
Tüketici kredisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların, tüketici mahkemelerinde sonuçlandırılması gerekeceği-