Temyiz dilekçesi verilirken, gerekli harç ve giderlerin tamamı ödenir. Bunların eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren hâkim tarafından temyiz harç ve giderlerinin tamamlanması için yedi günlük kesin süre verilmesi ve ayrıca yazılı olarak aksi halde temyizden vazgeçmiş sayılacağı hususunun bildirilmesi gerekir. Şayet bu süre, yasada belirtilen usule uyulmadan yazılıp altı hâkimce imzalanmadan verilmişse, dolayısı ile hâkim tarafından düzenlenmiş bir muhtıra yoksa geçerli bir bildirim yapıldığından söz etmeye olanak yoktur. Mahkeme yazı işleri müdürünün veya kalem personelinin temyiz harcı veya giderinin tamamlanması için temyiz edene süre vermesi usule aykırıdır ve mahkeme yazı işleri müdürünün veya kalem personelinin vermiş olduğu süre üzerine temyiz harcını veya giderini ödememiş olan taraf, temyiz talebinden vazgeçmiş sayılmaz. Davalı ödeme def’inde bulunmuş ve bunun delili olarak tahsilât makbuzu başlıklı bir belgeyi dosyaya sunmuştur. Ancak anılan belge içer
Davalıların sorumlu olduğu borç miktarının belirlenmesi için, banka kayıtlarında yapılacak konusunda uzman bilirkişi incelemesinde varılacak sonuca göre karar vermek gerekirken, bilirkişi incelemesi yapılmadan oluşturulan kararın bozulması gerekeceği-
Taraflara ait ticari defterlerin incelenmesi sonucu, davalıya ait işletme defterinde, davacı şirketin düzenlediği ve alacağın dayanağı faturaların kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. TTK. nun 84. maddesinde;’’kanuna uygun olarak veya olmayarak tutulmuş olan ticari defterin münderecatı, sahibi ve halefleri aleyhine delil sayılır.’’ hükmü yer almaktadır. Mahkemece bilirkişi raporundaki tespit ve anılan yasa hükmü gözetilmeden oluşturulan kararın bozma gerektireceği-
Bir örneği dosyaya sunulan belgede “dava konusu icra takip dosyasındaki borca mahsuben bir senet verildiği” tartışmasızdır. Bu durumda mahkemece, “dava konusu borcun ödenmesinin, bu senedin tarihine kadar ertelendiği”nin taraflarca kabul edilmiş sayılacağı gözetilerek, bu tarih gelmeden önce dava açılmasının “mevsimsiz açılmış bir dava olup olmadığı” yönü üzerinde durulup tartışılarak sonuca göre bir karar vermek gerekirken, bu yön üzerinde durulmadan oluşturulan kararın bozulması gerekeceği-
Davacı, takip dayanağı çeki zamanında bankaya ibraz etmemekle, bu çeke dayalı takip hakkını yitirmiş ve bu durumda hamil-lehtar olarak davacının, alacak iddiasını temel ilişkiye dayalı olarak ispat etmesi gerekirse de, davalı taraf çeke yönelik olarak banka havalesi ile ödeme yaparak temel ilişkiyi kabul etmekle, bu durumda ispat külfeti yer değiştirip, davalının ödeme ve çekin 3. kişiye teminat olarak verildiği yolundaki savunmasını kanıtlaması gerekeceği, bu yön gözetilmeden, ispat külfetinin tayininde hataya düşülmesinin bozmayı gerektireceği-
Davacı, “davaya konu fatura içeriğindeki malları davalı şirket yetkilisine teslim ettiğini” iddia etmiş ve bu iddiası ile ilgili “malzeme teslim fişi” başlıklı belgeyi sunmuştur. Davalı ise “söz konusu teslim fişindeki malzemelerin kendilerince teslim alınmadığını ve imzaların şirket yetkilisine ait olmadığını” savunmuştur. Bu durumda mahkemece, davacı yanca sunulan malzeme teslim fişindeki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşan duruma göre karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında; çekin keşide tarihinde davalı şirketi temsil ve ilzama yetkisi olmayan davalı kişinin imzasından dolayı, çek bedelinden şahsen sorumlu tutulması ile şirket yönünden davanın reddi ile çek altında imzası bulunan yönünden davanın kabul edilmesinde isabetsizlik bulunmayacağı-
Davacı takip dayanağı çeki zamanında bankaya ibraz etmemekle, bu çeke dayalı takip hakkını yitirmiş ve bu durumda hamil-lehtar olarak davacı, alacak iddiasını temel ilişkiye dayalı olarak ispat etmesi gerekirse de, davalı taraf çekteki imzasını inkâr etmediği “çekleri hatır ilişkisi için verdiğini” öne sürerek, aralarındaki hukuki ilişkinin varlığını kabul etmekle, bu durumda ispat külfeti yer değiştirip, davalının “çeklerin davacıya hatır için verdiğini kanıtlaması gerekeceği, bu yönü göz ardı eden mahkeme kararının bozulması gerekeceği-
Dava konusu uyuşmazlık Tüketici Kredi Sözleşmesinden kaynaklandığından, görevli mahkemenin tüketici mahkemeleri olacağı-