Konusu kaçak elektrik olan icra takiplerinde; söz konusu eylem haksız fiil niteliğinde olması nedeni ile kaçak elektriğin kullanıldığının tespit tarihinden itibaren, temerrüt faizi istenebilirse de, davacı alacaklı icra takibinde faizin başlangıcı olarak daha sonraki bir tarihi seçmekle mahkemece taleple bağlılık kuralı uyarınca, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Kooperatif ile üyeleri arasında açılacak dava ve takiplerde, kooperatif merkezinin bulunduğu yer mahkemeleri ve icra daireleri yetkili olup, bu yetki kuralı kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemece re’sen dikkate alınması gerekeceği-
Sözleşmenin yerine getirileceği yer öncelikle tarafların açık veya zımni isteğine göre tespit edilir. Ancak sözleşmede açık ve zımni olarak sözleşmenin yerine getirileceği yerin anlaşılamadığı hallerde yetkili yer, BK.’ nun 73 maddesine göre belirlenir. Yani davanın konusu sözleşmeden doğan bir para borcu olup da, sözleşmede aksi kararlaştırılmamış ise, borç alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir. Somut olayda davacı, elma satışı uyarınca davalıdan alacaklı olduğundan bahisle alacak talebinde bulunmuştur. Davacının ikametgahı Niğde’dir. Bu durumda davacı, ikametgahı mahkemesinde dava açmış olduğundan dava yetkili mahkemede açılmıştır-
Taraflar arasındaki davada, davalı takas ve kısmi ödeme beyanında bulunmakla “alacağın tamamen ödendiği”ne dair ispat külfetini üzerine almakta; mahkemece bu rol değişiminin göz önüne alınarak, tüm deliller birlikte değerlendirilip oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
İtirazın iptali davaları konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen davalardan olup, davanın esastan reddedilmiş olduğu gözetilerek, davalı yararına nisbi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, maktu vekâlet ücretine hükmedilmesinin bozmayı gerektireceği-
Davalı bankanın ödeme yükümlülüğünün doğması için, çek aslının onaylı fotokopisi verilmek üzere çek aslının davalı bankaya ibrazı gerekmesine, davacının talebinin kanunda belirtilen bu usule uymadığından, doğrudan icra takibi yapmasının yerinde olmayacağı-
Tüketici kredisinden kaynaklanan uyuşmazlıklara tüketici mahkemelerinde bakılması gerekeceği-
“Ticari faiz” deyiminin avans faizini içermeyeceği- Avans faizine karar verebilmek için, bu faizin açıkça “avans faizi” adı altında veya “aynı anlama gelen bir ifade ile” istenmesi gerektiği, icra takibinde böyle bir istemde bulunulmadığına göre “ticari faiz” isteminin yasal faiz olarak anlaşılması gerekeceği-
Çek asıllarının bankaya bırakılarak kısmi ödemenin talep edilmesi halinde bankanın ödeme yükümlülüğü bulunduğu-
Davaya konu icra takibinde talep, temerrüt faizine ilişkin bulunduğunda ve sözleşmede temerrüt faize ilişkin bir hüküm bulunmadığında, mahkemece yapılacak iş, temerrüt tarihi ve faizini saptayarak oluşacak sonuca göre hüküm kurmak olacağı-