İcra takibi, davalının davacı aleyhine başlattığı bir başka icra takibinde davacının emekli maaşından yapılan ve dosyadan çekilen kesintilerin iadesine ilişkin alacağın tahsiline yöneliktir. Bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak “bilinebilir” olduğundan, hükmedilen alacak miktarının %40’ ı oranında davacı yararına tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
Davaya konu çeklerin takasa ibraz edildiği dosya içindeki çek örneklerinden anlaşılmaktadır. Takasa ibraz edilen çekler yönünden davalı bankanın kısmi ödeme yükümlülüğü bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece anılan yasa hükmü dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Takip tarihine kadar işlemiş gecikme faizi miktarının genel kurullarda belirlenen faiz oranları doğrultusunda hesaplanarak, takip tarihine kadar olan gecikme faizi borcunun tam olarak belirlenmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkemenin bozmadan esinlenerek, yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermesi gerekeceği- Bozmaya konu ilk kararda dayanılmayan ve hüküm tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan 6100 s. HMK.’nun Kanunun 193/2. maddesinin “...taraflardan birinin ispat hakkının kullanılmasını imkansız kılan veya fevkalade güçleştiren delil sözleşmelerinin geçersiz olacağına...” dair hükmü dayanak alınarak verilen bu yeni yeni hükmün temyizen incelenmesi görevinin H.G.K.’na değil, Özel Daireye ait olacağı-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Mahkemece; “davalı keşidecinin ibraz süresi geçirilen çekten dolayı zenginleştiği çek bedeli kadar borçlu olduğu, yazılı delil başlangıcı niteliğinde olan çekteki alacağın varlığı hususunda dinlenen tanık beyanları doğrultusunda vicdani kanaat oluştuğu” gerekçesiyle “davanın kabulüne, davalının takibe itirazının iptaline, %40 oranında icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-