Davacı birleşen dosya davalısı icra takibinde hem borca hem de icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir. Bu durumda mahkemece İİK.’ nun 50. maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Davalı, “davacıdan mal almadığını” savunduğuna göre, davacının, davalı defterinde kayıtlı bulunmayan bu fatura kapsamındaki malları davalıya sattığını ve bu satış ilişkisi çerçevesinde “davalıya ya da çalışanına teslim ettiğini” yazılı delille kanıtlaması gerekeceği-
İstirdat davasında, mahkemece, uzman bilirkişi heyetinden rapor alınarak davacının ödemekle yükümlü olduğu asıl borç, ödeme tarihine kadar bu miktar üzerinden işleyecek faiz ve bu tarih itibariyle davalı yanca yapılan icra takip giderleri de hesaplanarak, davacının yapmış olduğu toplam ödeme miktarından mahsup edilerek, bakiye miktar üzerinden istirdat davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması bozma gerektireceği-
Davalı yargılama sırasında kefalet imzasının kendisine ait olduğunu kabul etmiş ve mahkemece de davanın kabulü ve %40 oranında tazminata karar verilmiştir. Alacak banka kredi sözleşmesinden kaynaklanmakta olduğundan likit niteliktedir. Bu nedenle tazminata karar verilmesinde yasaya aykırı bir yön olmadığı-
Borçlunun yalnızca icra dairesinin yetkisine itiraz etmesi halinde bu itirazın icra mahkemesince inceleneceği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Çocuğun eğitim, giyim vs. giderlerinin hüküm altın alındığı ilam ve protokol gereğince açılan ilamsız takibe yönelik itirazın iptaline ilişkin açılan davada, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, belgelendirilemeyen miktarla ilgili olarak davalının borca itirazının haklı olduğu-
İlamların infaz edilecek kısmı, hüküm bölümü olup, hükmün içeriğinin aynen infazının zorunlu olduğu, gerek icra dairesi ve gerekse sınırlı yetkili icra mahkemesinin, ilamın infaz edilecek kısmını yorum yolu ile belirleme yetkisine sahip olmadığı-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Davalı vekilinin cevap süresi içerisinde süre uzatım talep ettiği, mahkemece “cevap süresinin ilk duruşma gününe kadar uzatılmasına” karar verildiği görülmektedir. Mahkemece verilen süre ilk duruşma günü, duruşma saatini ifade eder. Davalı vekilinin duruşma yapıldıktan sonra verdiği cevap dilekçesi ile yaptığı yetki itirazının süresinde olmaması nedeniyle reddi gerekirken mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulmasının bozmayı gerektireceği-