Yetki itirazının, esasa ilişkin itirazla birlikte yapılması gerektiği- İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesinin inceleneceği- Yetkiye itiraz edilirken, borçlu tarafından, yetkili icra dairesinin “açıkça” belirtilmesinin zorunlu olduğu, aksi halde itirazın usulsüz olduğunun kabul edileceği-
Davacının İİK'nın 67. maddesi gereği kötü niyet tazminatıyla sorumlu tutulabilmesi için takibinde haksız ve kötü niyetli olması gerekeceği-
Dava, faturalara dayalı alacağın tahsiline yönelik itirazın iptali istemine ilişkin olup, davacı ve davalıya ticari defter ve belgelerini ibraz için usulüne uygun süre verilerek ticari defter ve bilgiler ibraz edildiğinde bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacı yan, takip talepnamesinde alacağın dayanağı (borcun sebebi) olarak veresiye teslim fişlerini göstermiş ve alacaklı olduğunu bildirmiş, davalı yan ise bu takip nedeniyle borçlu olmadığını belirtip itiraz etmiş olduğundan, bu davada ispat yükü davacı alacaklıda olup davalıya mal teslim ettiğini kanıtlaması gerekeceği-
5981 sayılı Çek Kanunu'nun 3. maddesinin 3. fıkrasına (mülga 3167 Sayılı Kanunun 10/1. maddesine) göre çek hesabı sahibi ile muhatap banka arasındaki ilişkinin çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdi kredi sözleşmesi niteliğinde olduğu-
Menfi tespit davasında davacının ilamsız takibe itiraz etmiş olup takibin durmasından sonra menfi tespit davası açmasında hukuki yararı bulunduğu, asıl dava (menfi tespit davası) davalısı birleşen dava (itirazın iptali) davacısı bankaya yapılan ödemelerin tarihleri saptanıp takip tarihi itibariyle alacak miktarının belirlenmesi için konusunda uzman bir bilirkişiden rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi, ayrıca davadan sonra yapılmış ödeme var ise bu ödemenin icra müdürlüğünce infazda dikkate alınacağının gözetilmesi gerektiği, asıl dava olan menfi tespit davasının davalısı bankanın takibinde İİK'nın 72/5. maddesi anlamında haksız ve kötüniyetli sayılamayacağının kabul edilmesi gerektiği-
İİK'nın 67/1 maddesi uyarınca itirazın iptali davalarında 1 yıllık hak düşürücü sürenin itirazın alacaklıya tebliği tarihinden itibaren başlaması gerekeceği-
Davalının, dava dışı şirkete ait olduğu iddia edilen toplam 66 adet ödeme emrinin iptali için vergi mahkemesinde açılan dava sonucunda amme alacağının dayanaklarının izah edilememesi nedeniyle ödeme emrinin iptaline karar verildiğine ilişkin savunması karşısında, davalının ileri sürdüğü işbu vergi alacakları ile davacının ödediği vergi alacaklarının aynı alacak olup olmadığının tespit edilerek, aynı alacak olduğu sonucuna varılması halinde vergi mahkemesi kararının kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılarak ve gerekirse sonucu beklenilerek bir karar verilmesi gerekeceği-
Harç kamu düzenine ilişkin olduğundan re'sen gözetilmesi gerekeceği-
Takibe konu cari hesap alacağının dayanağı olarak davacı vekili tarafından bir takım fatura ve irsaliyelerin dosyaya delil olarak sunulduğu, irsaliyelerde adı geçen kişinin imzasını inkarı halinde gerektiğinde imza incelemesi de yaptırılmak suretiyle varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği-