Uyuşmazlığın çözümünde banka kayıt ve defterleri üzerinde konusunda uzman bir bilirkişiye inceleme yaptırılarak ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli bir rapor alınması gerekirken mahkemeye bu yönde araştırma ve inceleme yapılmaksızın eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi takibe konu edilen yabancı para alacağının takip tarihindeki TL karşılığı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken yabancı para üzerinden %40 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesi biçiminde hüküm oluşturulmasının da usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davacı Banka'nın genel kredi sözleşmesinden doğan bir alacağının bulunup bulunmadığı uzman bilirkişi kurulu aracılığı ile tespit edildikten sonra alacağın teminatı olan bonodan ne miktarda talepte bulunabileceği belirlenip uygun sonuç çerçevesinde bir karar vermek gerekirken, kazanılmış haklar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
01.10.2011 tarihine kadar olan dönemde bankalarca kredi kartı hamilleri aleyhine açılan davalarda görevli mahkemenin, dava değerine göre genel mahkemeler sıfatıyla sulh veya asliye hukuk mahkemesi olacağı, bu tarihten sonraki davalarda ise 6100 sayılı HMK’nun 2/1. maddesi uyarınca davalara değerine bakılmaksızın asliye hukuk mahkemesinin bakacağı, bankalarca tacirlere verilen kredi kartlarıyla ilgili uyuşmazlıkların 6762 sayılı TTK'nun 4/1-6 (6102 sayılı TTK'nun 4/1-f) uyarınca asliye ticaret mahkemesinde görüleceği-
Alacak likit olduğunda icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği- 6102 sayılı TTK'ya göre ticari işlerde faiz oranının serbestçe kararlaştırılacağı-
Mahkemece yapılacak işin, dava konusu faturaların dayanağı olan irsaliyeler altındaki imzaların davalı eli mahsulü olup olmadığı yönünde imza incelemesi yaptırılarak iddia ve savunma çerçevesinde tüm deliller eksiksiz olarak değerlendirildikten sonra bir karar vermekten ibaret olması gerekeceği-
Takip tarihi (12.11.2010) itibariyle yürürlükte bulunan yasa hükmü gereği, davacı lehine %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği -Mahkemenin davalı borçlunun işlemiş faize açıkça ve ayrıca itiraz etmediği gerekçesinin isabetsiz olduğu-
Yetkili icra dairesinde takip yapılmasının itirazın iptali davasının koşullarından biri olduğu, dava koşulunun mahkemece öncelikle gözetilip değerlendirilmesinin gerektiği-
Mahkemece davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar verildiği halde kendisini vekille temsil eden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin bozmayı gerektirdiği-
Mahkemece, işlemiş faiz istemi yönünden inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken bu istemin olaya uygun düşmeyen şekilde reddinde isabet bulunmadığı gibi, icra takibi dayanağının keşidecisi davacılar murisi olarak görünen, davalı şirket emrine düzenlenmiş olan çeklerdeki keşideci imzalarının davacılar murisine ait olmadığı halde bedellerinin davalı şirket tarafından tahsil edilmiş olduğu mahkemenin de kabulünde olmakla, bu durumda davalı yanın icra takibine itirazının haksız, takip konusu alacağın likit (bilinebilir, hesap edilebilir) olduğu gözden kaçırılarak davacı yanın icra inkar tazminatı talebinin reddinde de isabet bulunmadığı-
Söz konusu tahsilat makbuzlarının incelenmesinde 10/08/2010, 13/08/2010,01/07/2010 ve 08/08/2010 tarihli olduğu, bu durumda bu kişinin tahsilat makbuz tarihlerinde davacı şirkette çalışmadığı anlaşıldığı gibi, söz konusu kişinin davacı adına para tahsil etmeye de yetkisi bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece tüm bu hususlar değerlendirilmeksizin, tanığın soyut beyanı dikkate alınarak yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği-