Davalı vekilinin, cevap dilekçesinde müşterilerin ödediği bedelin %10’u tutarında komisyon bedeli ile reklam ve ilan giderleri nedeniyle davacıdan alacaklı olduğunu, bu nedenle müvekkilinin herhangi bir borcu olmadığını savunduğu, bu savunmanın mahsup itirazı niteliğinde olduğu, bu durumda mahkemece, davalının bu savunması üzerinde durularak ve davacının da ticari defterleri de incelenerek, açıklamalı, gerekçeli, denetime elverişli ek rapor alınıp, tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle, varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Tellallık (simsarlık) sözleşmesinden kaynaklanan ücret alacağının tahsili için yapılan icra takibine itiraz edilmesi üzerine alacaklı tarafından açılacak itirazın iptali davalarına Tüketici mahkemelerinde bakılması gerekeceği-
Taraflar arasında bir yazılı sözleşme olup, davacının takibe konu ettiği miktar da, likit, belirlenebilir ve davalı tarafından bilinebilir bir miktar olduğundan mahkemece, asıl alacak yönünden davanın kabulüne karar verilmesi nedeniyle davacının icra inkar tazminatı isteğinin de kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Mirasçı borçluların, kötüniyetli olarak imza itirazında bulundukları saptanmadığı halde alacaklı yararına tazminata hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Davacının tapu kaydına göre 2/12 pay sahibi olduğu anlaşıldığından ve tapu maliki olan davacının bölünebilir haklardan olan kira alacağından payına düşen kısmını istemesinde bir usulsüzlük bulunmadığı-
Davada usul yönünden red sebepleri mevcut ise, bu husus davanın esasının incelenmesine engel teşkil edeceğinden, işin esası incelenmeksizin davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, davanın hem usulden hem de esastan reddine karar verilmiş olmasının, usul ve yasaya aykırı olduğu-
Uyuşmazlığa ilişkin olarak alınan bilirkişi raporunda sözleşmedeki artış oranı ve 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren Türk Borçlar Kanunu'nun 344. maddesi gereğince 01.12.2012 tarihinde başlayan yeni kira yılında ÜFE artış oranı baz alınarak davacıların payları oranında talep edebilecekleri kira alacağı hesaplanmış ise de, TÜİK ÜFE artışına ilişkin veriler dosyada bulunmadığından bilirkişi raporunun denetlenemediği, mahkemece, anılan dönem için ÜFE'deki artış oranı TÜİK'den sorularak icra takibine konu edilen kira alacakları ve kira farklarının miktarı konusunda gerekirse bilirkişiden denetime elverişli şekilde yeniden ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi yönünden hükmün bozulmasının gerektiği-
Davacı 2009 yılı Eylül ayında davalı kiracı Turkcell'in taşeronu firma tarafından “3G”ye dönüşümle ilgili revizyon-modernizasyon çalışması sırasında oluşan hasar bedelinin tazmini talep etmiş ise de kira sözleşmesinin 9. maddesinde kararlaştırılan yazılı ihbar yükünü yerine getirmediğinin anlaşıldığı, mahkemece yazılı ihbar yükünü yerine getirmeyen kiraya verenin Turkcell tarafından meydana getirildiği iddia edilen hasar nedeniyle tazminat talep edemeyeceği gözetilerek davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Sözleşmede kira borcunun ifa yerine ilişkin hüküm bulunmaması veya sonradan tarafların anlaşması ile ödeme yeri veya kişinin belirlenmemesi veya kiraya veren tarafından kira parasının tahsili hususunda bir başkasının yetkili kılınmaması durumunda borçlunun ancak bizzat alacaklıya ödeme yapmakla borcundan kurtulacağı, üçüncü kişiye yapılan ödemenin borçluyu borcundan kurtarmayacağı-