Genel kurul kararları, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğinde olup, kooperatif ve üyeler arasında ayrıca faiz oranları ile ilgili sözleşme yapılmasına gerek olmadığı, ayrıca genel kurullarca kararlaştırılan faiz oranlarının daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece genel kurula katılmasa dahi tüm üyeleri bağlayacağı, bu durumda, 6098 sayılı TBK'nın 117. madde hükmü karşısında, genel kurulun belirlediği tarih kesin vade olup, üyenin bir ihtarla ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek kalmadan borcun ifasının istenebileceği-
Paylı mülkiyette paydaşlardan bir veya bir kaçı tarafından yapılan kira sözleşmelerinde kiralayan durumunda olmayan paydaşın payına düşen kira alacağını isteyebileceği, her ne kadar davaya konu kira sözleşmesi iştirak halinde paydaşlardan davacı hariç diğerleri tarafından davalı ile yapılmış ise de dava açılmadan önce elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrildiği, bu nedenle davacının paylı mülkiyette kendi payına düşen alacağı sözleşme hükümlerine göre istemesinde ve icra takibi yapmasında bir usulsüzlüğün bulunmadığı, sözleşmenin altıncı maddesinde kiralananın kullanmaya devam etmesi halinde İTO Tüfe oranında kirayı artıracağı kabul edildiğine göre davacının payına düşen takibe konu kira bedellerinin sözleşmedeki bu artış oranına göre hesaplanmasının ve varılacak sonuca göre bir karar verilmesinin gerekeceği, öte yandan sözleşmedeki kira alacağı ve artış şartı belirli ve muayyen olduğundan hüküm altına alınan alacak miktarı üzerinden davacı yararına icra inkar tazminatı verilmesinin gerekeceği-
Mahkemece TBK 120. maddesi uyarınca temerrüt faizi uygulanması kabul edilmiş olmasına rağmen Kooperatif genel kurullarınca belirlenen aylık %5 temerrüt faiz oranının yasal faizin %100 fazlasını geçmediği gerekçesiyle karar verilmiş ise de bu gerekçe ve kararın yasal faiz verileri ile bağdaşmadığı, bu durumda, mahkemece karar tarihinde yürürlükte olan faiz konusundaki yasal düzenleme somut olay bakımından değerlendirilerek, işlemiş ve işleyecek gecikme faiz oranı ve miktarı bakımından gerektiğinde bilirkişiden denetime elverişli bir rapor alınmak ve sonucuna göre bir karar verilmesinin gerektiği-
Mahkemece, üyeliği devreden dava dışı P.G.'in devir tarihinden sonra üyeliği devam ettirip ettirmediği, Genel Kurul toplantılarına katılıp katılmadığı, üyeliğe ilişkin aidatları ödeyip ödemediğinin saptanması için kooperatif defter, kayıt, belge, hazirûn cetveli, yönetim ve genel kurul kararları varsa banka kayıtları üzerinde inceleme yapılması, aynı incelemenin davalı D.A. yönünden de yapılarak davalının üye olup olmadığı hususunda tereddüte mahal bırakmayacak şekilde açıklamalı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınarak, davalının kooperatife üye olması halinde kooperatif genel kurulunca belirlenen aidat ve genel giderlerden sorumlu olacağı gözetilerek karar verilmesinin gerekeceği-
İİK'nın 67/2. maddesinde düzenlenen tazminat miktarı, 6352 sayılı Kanun'un 11. maddesi ile %20 olarak değiştirilmiş ve 6352 sayılı Kanun'un 38. maddesi ile 2004 sayılı İİK'na eklenen geçici 10. maddesinin, 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, ''Bu kanunun ilgili hükümlerinin yürürlüğe girdiği tarihten önce başlatılan takip işlemleri hakkında, değişiklikten önceki hükümlerin uygulanmasına devam edilir.'' hükmünü içerdiği-
6502 sayılı Kanun'un uygulamasından kaynaklanan ve değeri kanunda belirtilen sınırın altında olan uyuşmazlıklarda hakem heyetine başvurulmadan doğrudan tüketici mahkemelerine veya icra dairelerine başvurulamayacağı, asıl alacak miktarı 2014 yılı itibariyle 3.000,00 TL nin altında olduğundan davacının tüketici mahkemesinde dava açamayacağı-
Takip talebinde yapılan maddi hatanın, itirazın iptali davasında değerlendirilemeyeceği-
Sanıkların şantaj suçundan cezalandırılmasına karar verilen fakat kesinleşmeyen ceza davasının sonucu, şantaj yoluyla alınan paranın geri alınması için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali davasının sonucunu etkileyeceğinden, ceza davasının sonucu beklenerek karar verileceği-
Davacı alacaklı tarafından davalı borçluya keşide edilmiş bir ihtar ve taraflar arasında kararlaştırılmış kesin vade olmadığından temerrütün icra takibinin başlatıldığı günde oluştuğu, davalı borçlunun takip öncesinde temerrüde düşürüldüğü kanıtlamadığından bahisle takip öncesi döneme ait birikmiş faiz alacağı isteminin reddi gerektiği-
Tüketici sorunları hakem heyetine müracaat edildiği tarihte yürürlükte olan 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22 nci maddesi ile, davanın açıldığı tarihte ve karar tarihinde yürürlükte olan 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 68 inci maddesinde belirlenen miktarın altında kalan uyuşmazlıklar için, "icra takibi yapılmadan veya dava açılmadan önce" tüketici hakem heyetine müracaatın zorunlu olduğu, icra takibi yapılması ve icra takibine itiraz halinde, itirazın iptali istemiyle tüketici hakem heyetine başvurulamayacağı-