Dava konusu taşınmazda tüm paydaşları bağlayan fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığının, oluşmuş ise kimin nereyi kullandığının belirlenip fiili kullanma biçimi oluşmamışsa davacının payına karşılık taşınmazda kullandığı veya kullanabileceği yer bulunup bulunmadığının saptanarak varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği-
Davacının davalı banka ile genel kredi sözleşmesi imzalayarak, arsa kredisi olarak taksitli ticari kredi kullandığı, uyuşmazlığın Tüketici Kanunu kapsamında olmadığı, davacının 6502 sayılı Yasanın 3. maddesinin (k) ve (l) fıkralarındaki tüketici kapsamına girmediği, dava konusu kredinin ticari kredi olması ile mesleki ve ticari amaçla hareket edilmesinden dolayı işbu mahkemenin görevli olmadığı-
Ayıp nedeniyle indirim gereken miktar için kesilen reklamasyon faturası 6102 sayılı TTK'nın 21.maddesi anlamında fatura olmadığından, aynı maddenin 2.bendi uyarınca 8 gün içinde itiraz edilmemesinin, içeriğinin kabul edilmiş sayılması neticesini doğurmayacağı, öte yandan ayıptan doğan hakların kullanılması için iş sahibinin eserin ayıplı olduğunu ispatlamak zorunda olduğu-
Her bir bağımsız bölüm mirasbırakan adına kayıtlı olup, her bir taşınmazda tüm mirasçılar elbirliği halinde malik olduğundan üç ayrı taşınmaz bir bütün olarak kabul edilerek, davacının payına karşılık olarak kullanabileceği yer bulunduğu gerekçesi ile davanın reddedilemeyeceği-
İtirazın iptali davasının görülebilmesi için süresinde ve usulüne uygun olarak yapılan bir itirazın olması gerektiği- Davalı borçluya ödeme emrinin 23.01.2013' de tebliğ edilmiş olduğu, icra müdürlüğünün itiraz dilekçesini havale tarihinin ise 01.02.2013 olup 7 günlük yasal süresi içinde verilmediğinden, mahkemece re' sen dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Davacının icra takibine ve davaya dayanak yapmış bulunduğu faturalar kapalı fatura olarak düzenlenmiş olup bu husus fatura bedelinin ödendiğine karine teşkil ettiğinden, fatura bedelinin ödenmediğini ispat yükü davacıda olduğu göz önünde bulundurularak karar verilmesi gerektiği-
İtirazın iptali davaları takibe sıkı sıkıya bağlı dava türlerinden olup davalarda, davacı alacaklının takipte gösterdiği faturalar dışında başka bir alacak kalemine dayanamayacağı- Davacının 4 adet faturadan kaynaklanan alacağı belirlenip fatura tarihinden sonra yapılan ödemelerin de başka bir borca karşılık yapıldığı kanıtlanmadığı sürece, faturalara ilişkin ödeme olarak kabul edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Borcun dış yüklenilmesinin gerçekleşmesi için icap ve kabul iradelerinin birleşmesinin yeterli olup, geçerliliği için herhangi bir şekil şartına gerek olmadığı-
Taraflar arasında düzenlenen satın alma sözleşmesinde "USD meblağ ödemeleri fatura tarihindeki TCMB döviz satış kuru üzerinden yapılacaktır." hükmü kararlaştırılmış ise de, daha sonradan tanzim edilen faturalarda "işbu fatura USD karşılığı kesilmiş olup vade tarihinde .... USD olarak tahsil edilecektir." ibaresi yer aldığından ve alıcının süresi içinde herhangi bir itirazda bulunmaksızın bu haliyle faturaları defterine kaydettiği anlaşıldığından, ödeme hususundaki kaydın eylemli olarak değiştirildiğinin davalı tarafça kabul edilmiş sayılacağı-
Davalı, davacı banka ile asıl borçlu arasında imzalanan ... TL limitli genel kredi sözleşmesinin kefili olup kefilin kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu olduğu- Hükme esas alınan bilirkişi raporunun Yargıtay denetimine elverişli olmadığı- Sözleşme genel kredi sözleşmesi olup Borçlar Kanunu'na ilişkin hükümlerin değil Ticaret Kanununa ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiği-