Davacının takip talebinde belirtilen miktarında davalıdan bakiye iş bedeli alacağı bulunan davada, davalı iş sahibi davacı yüklenicinin keşide ettiği ihtarnameye rağmen süresi içinde barter çekini davacıya teslim etmeyerek temerrüde düştüğünden, davacının iş bedelinin nakit olarak talep etmekte haklı olduğu-
Davacı tarafından çekilen ihtarnamede alacağın ödenmemesi halinde yasal faiz isteneceğinin belirtilmiş olup avans faizinden söz edilmediği, alacaklı tarafından avans faizi yerine yasal faiz isteneceğinden söz edilerek yapılan seçimin, usul işlemi olmayıp maddi hukuka ilişkin olduğundan bu seçimi aşan talepte bulunulamayacağı, tercih hakkı kullanıldıktan sonra karşı tarafın aleyhine olacak bir oran üzerinden talepte bulunularak seçilen orandan dönülebilmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle ilk tercih hakkını aşacak biçimde yasal faizin üstünde faiz talep edilmesinin seçim hakkının niteliğine uygun düşmediği, yasal faiz yerine daha yüksek oranda faize hükmedilmesinin de doğru olmadığı- TBK. mad. 131 hükmüne göre asıl alacağı tahsil ederken işlemiş faizleri talep etme hakkı saklı tutulmamış veya halin icabından saklı tutulduğu anlaşılmamış ise işlemiş faizleri talep etme hakkının düştüğü ve artık bu faizin talep edilemeyeceği, faiz talebine konu asıl alacağın tahsili sırasında işlemiş faizleri tahsil etme hakkı saklı tutulmadığı gibi saklı tutulduğunun kabulünü gerektirir durum bulunmadığı halde temerrüt faizi alacağına ilişkin olan birleşen davanın kabulüne karar verilmesinin de belirtilen yasal düzenlemeye aykırı olduğu- 
Kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilmesi gerektiği - Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkemenin yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırdığı - Vekil ile takip olunan davalarda kanun gereği takdir olunacak vekalet ücretinin de yargılama giderleri arasında olduğu-
Kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemi-
Kira sözleşmesinden kaynaklanan kiralanana verilen hasarın tazmin edilmesi istemi özünde haksız fiil tazminatını gerektirdiği - Her ne kadar mahkemece, şüphelilerden elde edilen malzemeler ile binadan sökülen malzemelerin örtüşmediği gerekçesiyle davalı kiracı hasardan sorumlu tutulmuş ise de; kolluk kuvetleri tarafından tutulan tutanakta kiralananın mevcut durumu ile ilgili bir tespit bulunmamakta olup sadece o anda muhafaza altına alınan eşyalar değerlendirilerek sonuca gidilmesinin doğru olmadığı - Emanet tutanağının davacıya tebliğ edildiği tarihte kiralananın davacıya teslim edildiğinin kabulü gerektiği, davacı kiralanan ile ilgili muhafaza tedbirlerini almakla yükümlü olduğu -
Davalı taraf isticvap edilmek suretiyle Savcılıktaki beyanları hakkında açıklama yaptırıldıktan sonra sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Menfi tespit, teminat mektubu için ödenen banka komisyon ücretinin, ortak gider alacağının tahsili ve manevi tazminat istemi, birleşen dava kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemlerine-
İtirazın iptali davasında kısmen kabul edilen miktarın davacı tarafın incelenen ticari defterlerine dayalı olarak belirtilmiş olmasına karşın defterin kapanış tasdikinin yapılmadığından bu halde davacı lehine delil oluşturmayıp ancak aleyhine delil oluşturduğu- davalı tarafça sunulan bir kısım tediye fişleri ve çeklerle yapıldığı anlaşılan ödemelerin fatura borcuna yönelik ödemeler olmaması durumunda, ticari ilişki ve borçla ilgili olarak yapılıp yapılmadığı hususu gerekirse davacı tarafa açıklatmak suretiyle belirlenmesi gerekip tek başına davacı tarafın usule uygun olmayan ticari defterlerine itibar edilmemesi gerektiği-
Davaya konu olayın, davalı abonenin meskeninde bulunan sayaca ilişkin ödenmeyen su fatura bedellerine istinaden yapılan icra takibine, abone olan davalının yapmış olduğu itirazın iptaline dayalı olması karşısında,davacı ile davalı arasında 4077 sayılı yasanın değişik 11/A maddesi kapsamında sözleşme ilişkisi (mesken abonesi)bulunduğunun anlaşıldığı, 4077 sayılı Yasa'nın 23. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağının öngörüldüğü, görevle ilgili düzenlemelerin kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetileceği, görevle ilgili hususlarda kazanılmış hakkın söz konusu olmayacağı, 4077 sayılı Kanun'un 2. ve 3.maddeleri gereği somut olaya 4077 sayılı Kanun'un uygulanması gerektiği, hal böyle olunca, mahkemece; 4077 sayılı Kanunun 23. maddesi gereğince uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, tüketici mahkemesi var ise, görevsizlik kararı verilmesi; tüketici mahkemesi yoksa yargılamanın tüketici mahkemesi sıfatı ile yapılması gerekirken, yazılı şekilde işin esasına girilip hüküm kurulmuş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
İİK.nun 67/2.maddesi uyarınca; icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkmasının zorunlu olduğu- Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olmasının yasal koşul olmadığı- İcra inkar tazminatının, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırım olduğu- Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerektiği; borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabul edilmesi gerektiği- Öte yandan, alacağın mutlaka bir belgeye bağlı olmasının da şart olmadığı- İcra takibine konu borç abonelik sözleşmesinden kaynaklandığından, alacağın likit olduğu-