Davacı icra takibinde "alacağın, taraflar arasındaki ticari ilişkiden doğduğunu" belirtmiş, davalı yan da itirazında ve davaya cevabında "ticari ilişkide teslim aldığı mal bedelini ödediğini, kendisine teslim edilmemiş mallardan dolayı borçlu olmadığını" bildirmiş olduğundan, davacının ticari ilişki içinde malları davalıya teslim ettiğini, davalının da teslim aldığı malın bedelini ödediğini kanıtlamakla yükümlü olduğu-
Kooperatif alacağından kaynaklı davanın kısmen kabulü ile itirazın iptaline ve asıl alacağın %20'si oranında icra inkâr tazminatının tahsiline dair verilen kararın isabetli olduğu-
Genel kredi sözleşmesindeki, davalı kefil adına atılan kefalet imzasının geçerli olup olmadığının tespiti için, TBK. mad. 583'de belirtilen şekil şartları yönünden inceleme yapılması gerektiği- Mahkemece "takip ve dava konusu borcun, kredi sözleşmesindeki limitin çok altında olduğu, davalı kefilin, kendi el yazısı ile sözleşmeye müteselsil kefil olduğunu kabul ettiği, sözleşmenin başlangıcında tarih ve limit olduğu ve ayrıca 'asıl borçlu şirketin ortağı ve yöneticisi olan davalının şekil şartına sığınarak kefalet sözleşmesinin hükümsüzlüğünü dile getirmesinin iyi niyet kurallarına aykırı olacağı ve yasanın kötü niyeti korumayacağı'; davalının kefaletinin hukuken geçerli olduğunun kabulü gerektiği" şeklinde karar verilemeyeceği-