Zamanaşımına uğramış çek nedeniyle başlatılan ilamsız takipte itirazın iptali istemi- Kambiyo hukukundan doğan takip hakları kaybedilmişse de, davacının çekte lehdar, davalının ise keşideci konumunda olması nedeniyle davacı, davalı ile arasındaki temel ilişkiyi kanıtlamak zorunda olduğu- Belgenin davalıya ait olduğunun kanıtlanması halinde, TBK. mad. 89 uyarınca alacaklının ikametgahı yer icra dairesinin yetkili olacağı-
Davanın temelini oluşturan icra takibinin dayanağı olarak kredi sözleşmesinin tarihi ve numarası belirtilmemiş olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalıların kefalet limiti dahilinde sorumlulukları hesaplanmış ancak takip ve dava konusu borcun hangi sözleşmeden kaynaklandığı açıklanmamış olduğundan, bu bilirkişi raporunun yeterli incelemeyi içermediği-
Tüketicinin bayiye doğrudan dava açabilmesinin Yasaca tanınan bir imkan olduğu, anılan tüketici yargılamasında iş bu davada davalının savunduğu ve tüketici mahkemesinde alınan bilirkişi raporunda değerlendirilen hususların HMK'nın 64/1 ve 69/2. maddeleri kapsamında olmadığı- Birlikte ifa kuralı uyarınca telefon iadesi karşılığında bedelin ödenmesine karar verilmesi gerektiği-
Havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal bir karine olduğu, aksini (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) iddia edenin bu iddiasını kanıtlamakla yükümlü olduğu- Davacının borç olarak gönderdiğini iddia ettiği ödemeleri kesin delillerle ispat etmesi gerektiği-
İtiraz üzerine duran takibe karşı, itirazın kaldırılması veya iptali davası açmadan, duran takipten sonra ikinci kez takip yapılmasının mümkün olmadığı-
Davacı, avukatı davalının işi gereği gibi yerine getirmediğini ispat edemediğinden, davalının ücrete hak kazandığı, ancak mahkemece, avukatlık ücretinin takdirinde hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hükmün verildiği tarihteki yürürlükte olan tarifenin esas alınması gerektiği- Davalı avukatın, vekalet ücretinin tahsili için iş bu davaya konu icra dosyasında takibe geçtiği ve halen aynı takip ile ilgili devam eden bir de itirazın iptali davası olduğu anlaşıldığından, ve itirazın iptali davasında da aynı konuya ilişkin bilirkişi raporu tesis edilmiş olup, yargılama giderleri için yapılan takipler noktasında vekalet ücreti hakedilmediği belirtilerek hesap yapılmış olduğundan, mahkemece, itirazın iptali dosyası da değerlendirilerek sonucuna göre hüküm tesisi gerektiği-
İtirazın iptali davasında icra inkar tazminatı istemi yönünden mahkemece olumlu olumsuz bir karar verilmemiş olmasının bozmayı gerektirdiği-
Temliğin mahkemeye bildirilmesinden itibaren temlik edenin davada sıfatı kalmadığından, mahkemece temlik alanın davacı yerine geçtiği kabul edilerek temlik alan yararına karar verilmesi gerekirken, aktif dava ehliyeti kalmayan temlik edenin ismi mahkeme kararında gösterilerek temlik eden yönünden karar verilmesinin hatalı olduğu-
Taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında verilen malzeme bedellerinin ödenmemesi nedeniyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
İtirazın iptali davası ıslah dilekçesi ile alacak davasına çevrilmişse de, ıslah dilekçesinde faiz talep edilmediği halde, mahkemece, yasal faize hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-