Ceza mahkemesince verilen ve kesinleşen mahkumiyet kararları hukuk hakimini bağlayacağı-
İtirazın iptali davasında, reddedilen kısım yönünden davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Sipariş formumda yer alan, "Ödeme vadeli (TL) çek ile yapılır ise çek tarihinin günündeki Merkez Bankası Döviz satış kurundan hesaplanır" ,“Satış bedelimiz döviz (USD) cinsindendir."düzenlemeleri nedeniyle, "TL" olarak yapılan ödeme günündeki T.C.M.B. "döviz satış kuru" belirlenip "kur farkı" oluşup oluşmadığının saptanması gerektiği-
"Davalı fatura bedellerini davacıya kargo yolu ile göndermiş olduğu çekle ödediğini, çekin kaybedilmesinde bir sorumluluğu bulunmadığını", davacı ise "davalı tarafından kendisine çek gönderilmediğini" belirttiğinden, ispat yükümlülüğünün davalı tarafa düştüğü- Mahkemece davacının ticari defter ve belgeleri incelenmeden, davalının ticari defter kayıtları esas alınarak hüküm kurulmuşsa da, davalının ticari defterlerindeki kayıtların dayanak belgeleriyle doğrulanmadığı takdirde tek başına ödeme konusunda ispata yeterli olmayacağı- Mahkemece davacı ticari defter ve belgelerinin bulunduğu yerde bilirkişi incelemesi yapılması için talimat yazılarak alınacak rapor da değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerektiği-
İtirazın iptali davasında, takibe konu alacaklar aidat ve ortak gider alacaklarına ilişkin olup mahkemece bu giderlerin yapıldığına yönelik makbuzlu ve fiili yapılan işlerin araştırılarak özellikle aidatlara ilişkin karar defterlerinin ve işletme projelerinin ve anataşınmazın o döneme ilişkin gelir gider hesaplarının, belgeli ve belgesiz harcamalarının tespit ve celp edilerek, kat mülkiyeti hukukundan ve mali hesaplardan anlayan bilirkişiden, tarafların ve Yargıtayın denetimine açık rapor alınarak oluşacak duruma göre bir karar verilmesi gerektiği-
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un yürürlüğe girmesinden sonra oluşan banka kredi kartı uyuşmazlıklarında görevli mahkemenin, anılan kanunun 3/1-k-l, 73/1, 83/2 ve geçici 1. maddelerinde yer alan hükümler çerçevesinde Tüketici Mahkemeleri olacağı-
İtirazın iptali davasında  taraflar arasında imzalanan protokodeki tüm takip dosyaları getirtilip protokol tarihi itibariyle her bir dosyada kapak hesabı yaptırılıp bunların toplamının protokoldeki üst limiti geçmemesi halinde, bu dosyaların borcunun tamamen bu davalı tarafından ödenmesi gerektiği hususu üzerinde durulması gerektiği- Kapak hesaplarının toplam üst limiti geçmesi halinde ise, davalının sorumluluğunun üst limit kadar olacağı- Protokol tarihi itibariyle saptanan borcun zamanında ödenmemesi nedeniyle ortaya çıkacak faiz vs. sebeplerden artacak borçtan da yine davalının sorumlu olacağı- 
Davalı kefilin imzaladığı ilk sözleşmede yer alan bir maddenin "davalının daha sonra imzalanan sözleşmelerden doğan borçlardan da sorumlu olacağı" şeklinde yorumlanamayacağı- Davalı hakkında yapılan takipte ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan diğer takip de belirtilip tahsilde tekerrür olmamak üzere talepte bulunulmuş ise de, ipoteğin davadan sonra ancak hükümden önce paraya çevrildiği anlaşıldığından, kefilin, ipoteğin paraya çevrilmesi neticesinde sorumlu olduğu bir borç kalıp kalmadığının ayrıca incelenmesi ve bilirkişice bu hususun tespit ettirilmesi gerektiği- Mahkemece, bilirkişiden ek rapor alınarak davacı bankanın dava dışı kredi müşterisi ile imzaladığı 2005, 2007, 2008 ve 2009 tarihli sözleşmelerden sadece davalının imzası bulunan 2005 tarihli sözleşme kapsamında kullandırdığı kredilerin ne olduğu ve bu kredilerden davalı kefilin sorumlu olduğu ödenmeyen borç miktarının anılan diğer sözleşmelerden doğan borçlardan davalı kefilin sorumlu olmadığı gözetilerek saptanması ve ipoteğin paraya çevrilmesiyle bankaca yapılan tahsilatın davalı kefilin sorumlu olduğu borcu azaltıp azaltmadığı üzerinde durulması gerektiği-
Davalının, davalı şirket temsilcisi olduğu, dava konusu arsa payı ve kat karşılığı inşaat sözleşmesini davalı şirketi temsilen imzaladığı, sözleşme gereğince söz konusu alacak ve tazminattan sorumlu tutulamayacağı gözetilmeden bu davalı hakkında da itirazın iptaline karar verilmesinin doğru olmadığı-
Kredi kartı borçları yönünden 5464 sayılı Kanun'un 26. maddesinde özel bir faiz düzenlemesi getirildiğinden, mahkemece, TBK'nun 88 ve 120. maddelerinin uygulanmasının hatalı olduğu-