Genel kredi sözleşmesinde bulunan kefalete ilişkin hükümlerde kefilin gayrinakdi kredilerin deposuna ilişkin bir düzenleme bulunmadığından, depo isteminin reddi gerektiği-
Kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasının tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Ödeme savunmasında bulunan davalının malı teslim aldığını kabul etmiş olduğu, ödeme iddiasını kanıtlaması gerektiği-
Mahkemece, davalı aleyhine ceza tahakkuk edilmesine neden olan olayın ruhsat ve eklerine aykırı inşaat yapılması olduğu, imar mevzuatına, projeye ve eklerine uygun şekilde inşaat yapılmasının ise davacı yüklenicinin sorumluluğunda olduğu gerekçeleriyle, davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacının davalı kefilden isteyebileceği alacağın temerrüt tarihinden itibaren takip tarihine kadar asıl alacağa uygulanacak temerrüt faizi ile birlikte belirlenmesi gerektiği-
Kart çıkaran kuruluşlar tarafından kart hamilleri aleyhine açılacak davalarda 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanacağı (5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu mad. 44/II)-  Mahkemelerin görevinin kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerektiği- Davanın açıldığı 31/10/2013 tarihi itibarıyla genel mahkemelerin görevli olduğu-
Trafik sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemi-
Sözleşme şartlarına uyulmaması nedeniyle icra takibinde talep edilen “kira tazminatına" ilişkin alacak kalemi tazminat hukukunu ilgilendirdiğinden, bu alacak kaleminin yargılamayı gerektirdiği- Mahkemece davacının yargılamayı gerektiren kira tazminatı ve işlemiş faizi hakkındaki talepleri yönünden istemin reddine karar verilmesi gerektiği-
Davacı icra takibinde kısmen haksız çıkmış ise de, haksız çıktığı kısım yönünden mal teslimini kanıtlayamadığı için dava kısmen reddedilmiş olup, davacının kötü niyetli kabul edilemeyeceği ve bu durumda, itirazın iptali davasında davalı yararına haksız ve kötü niyetli takip tazminatına hükmedilmemesi gerektiği-
Her ne kadar icra takibinin başlatıldığı icra dairesi ile itirazın iptali davasının açıldığı mahkemenin yargı çevresi farklı ise de; öncelikle icra dairesinin ve ayrıca mahkemenin yetkisine itiraz edilmediğinden, icra takibindeki yetki itirazının öncelikle incelenmesi gerektiğine dair yargılama ön şartından bu dava açısından bahsedilemeyeceği, bu nedenle mahkemece işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, HMK mad. 114/2 ve 115/2 gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesinin doğru olmadığı- Dava dilekçesinin davalıya tebliğ edilmekle, davalı tarafça HMK mad. 127/1. maddesinden yararlanılarak cevap dilekçesi sunmak üzere süre talep edildiği ve mahkemece süre uzatım konusunda olumlu olumsuz herhangi bir karar verilmeksizin ve dolayısıyla davalının davaya vereceği cevap beklenmeksizin dosya üzerinden karar verilmesinin hukuki dinlenilme hakkına aykırılık teşkil ettiği-